Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Manisa İl Müftülüğü tarafından düzenlenen "Personel Buluşması" programında din görevlileriyle bir araya geldi.
Tarihi Bedesten Salonu’nda Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, İl Müftüsü Şükrü Kabukçu’nun açış konuşmasıyla devam etti.
Müftü Kabukçu, "Malumlarınız üzere Manisa’da görevimize çok kısa bir süre önce başladık. Gerçekleştirdiğimiz bu ilk buluşmada siz mesai arkadaşlarımdan dualarınızı bekliyorum. Manisa kadim bir şehir, inşallah el birliğiyle burada güzel hizmetlere imza atacağız." ifadelerini kullandı.
Ardından kürsüye gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, "Bütün peygamberler yeryüzünde iyiliğin hakim olması, kötülüğün mahkum olması için mücadele etmişlerdir. Ve peygamberler tarihinde şunu görüyoruz ki; bütün mazlumlar, mağdurlar, ezilenler ve horlananlar peygamberlerin etrafında toplanmıştır. Neden? Çünkü bütün peygamberler ve onların getirdiği din insanlara onur ve şeref vadediyor, saygınlık ve özgürlük vadediyor. Bizlerin de din hizmetlerini, vaaz ve irşat hizmetlerini sunarken göz önünde bulundurduğumuz en önemli ilkemiz, insanlığın onur ve şerefini korumaktır. Bu din insanların onurunu yüceltmek için gelmiştir. Rabbim bu şuurla hizmet etmeyi hepimize nasip eylesin." şeklinde konuştu.
- "İslam dünyasında Osmanlıdan kalma hafıza tekrar canlanmış durumda"
Türkiye’nin Anadolu coğrafyasından daha büyük bir temsili ifade ettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Karslı, "Bugün İslam dünyasında Osmanlıdan kalma hafıza tekrar canlanmış durumda. Bir batılı tarihçinin Osmanlı hakkında 'Güçlü olduğu, muktedir olduğu halde sömürmeyen tek ülke Osmanlıdır' tespiti çok önemlidir. Nitekim günümüzde milletimize gösterilen teveccüh de bunu ortaya koymaktadır. Bugün ülkemiz bir umut limanı haline gelmiş, mazlumların sığınağı olmuştur. Bu bize aynı zamanda büyük bir sorumluluk da yüklüyor. Tarihsel bir kaderin devamı niteliğinde mazlum ve mağdur insanlık bizden destek bekliyor. Bugün Azerbaycan’dan Filistin’e Balkanlar’dan Afrika’ya bu durumu görüyoruz. Türkiye Diyanet Vakfımız da bu anlamda sizlerin desteğiyle çok hayırlı işlerin altına imza atıyor. Hayırlarla yarışmanın örneğini ortaya koyuyor. Bir anlamda kürsülerden, minberlerden anlattığımız değerleri pratik hale getiriyor. Dolayısıyla Vakfımız sayesinde biz Kur’an’ı teorik olarak anlatmıyoruz, aynı zamanda kolektif bir şekilde onun uygulamasını da yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Yaşadığımız çağ bağların çözüldüğü, bağımlılıkların arttığı bir çağ"
Başkan Yardımcısı Karslı, "Yaşadığımız çağ bağların çözüldüğü bağımlılıkların arttığı bir çağ. Mevla’yla olan bağlar, insanlarla olan bağlar, aile bağları, komşuluk bağları, akrabalık bağları çözülünce insanlar bağımlı oluyor. İnsan kendisine umut aşılayacak, iyimserlik ve merhamet aşılayacak rehber ve toplulukları arıyor. İnsan umutsuz yaşayamaz. Umudunu kaybeden, kendini yok eden, perişan eden bağımlılıklara kendisini kaptırıyor. Bu noktada şairin müslümanca duruşu ifade eden 'Yol uzun umutsuz yola çıkamam/Zaman dar sevdasız yürüyemem ki.' dizeleri çok anlamlıdır." dedi.
- "İnsana vaat edilen umut, müjde ve merhametin kaynağı İslam’dır"
"İnsana vaat edilen umut, müjde ve merhametin kaynağı İslam’dır." diyen Karslı, "Bu değerler bizim ilham kaynağımızdır. Merhum şair ve mütefekkir Sezai Karakoç’un ifadesiyle 'Ölümün çürütemediği bir güzellik vardır..' İnsanlar bu güzelliği ve ebedi saadeti unuttular. İnsan bugün yitirdiği cenneti parada pulda, şanda şöhrette, malda mülkte, markada arıyor. Nereden gelip nereye gittiğinin farkında olmadan koşturup duruyor. Bizim bugün bütün meselemiz bu güzelliği ve bu müjdeyi insanlığa anlatmaktır." diyerek konuşmasını tamamladı.
Programa İl Müftü yardımcıları, ilçe müftüleri, şube müdürleri, vaizler ve müftülüğün farklı kademelerinde görevli kadın ve erkek din görevlileri katıldı.