Resûlullah’ın can yoldaşı Hz. Ebû Bekir
Soyları nesiller öncesinde birleşen Allah Resûlü ile yolları da birleştiğinden beri hiç yalnız bırakmamıştı onu Hz. Ebû Bekir. Risaletin en zorlu zamanlarında, kimse kendisine inanmazken Allah Resûlü’nü her durumda tasdik etmişti. Ebû Bekir es-Sıddîk idi bundan böyle. İsmine yaraşır şekilde inancı tüm yaşantısına yansıdı; özü sözü bir, davası hak oldu. Resûlullah’a hem can yoldaşı hem de mağara arkadaşı oldu. Hicret yolunda olduğu gibi Uhud meydanında da canını hiçe saydı onun uğruna. Çocuklarını seferber etti onun kutlu davasına. Esirlerin kurtulması, ordunun donatılması gibi pek çok vesileyle varını yoğunu Allah rızası için ortaya koydu. Hz. Ebû Bekir için Allah ve Resûlü, dünya ve içindeki her şeyden değerliydi. Sadaka vermeyi tavsiye ettiği bir seferinde tüm servetiyle Resûlullah’ın huzuruna gelmişti. Resûlullah, “Ailene ne bıraktın ya Ebû Bekir?” dediğinde, bir hak aşığı olarak o gönül rahatlığıyla şöyle dedi: “Onlara Allah’ı ve Resûlü’nü bıraktım.” (Tirmizî, Menâkıb, 16)
---
Bir Ayet: "“...Rabbim! Bana tarafından temiz bir nesil ihsan eyle! Kuşkusuz sen duayı işitmektesin.” (Âl-i İmrân, 3/38)