“Rabbim, sen bana mülk verdin, sözlerin yorumunu öğrettin. Göklerin ve yerin yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni sâlihlerin arasına kat.” (Yûsuf, 12/101)
Hz. Yûsuf (as), kardeşlerini kendisinden merakla haber bekleyen babalarına uğurladı. Gömleğini de hem yaşadığını göstermek hem de gözlerine şifa olmak üzere babasına gönderdi. Hz. Yakub (as), daha kervan gelmeden Yûsuf’un kokusunu aldı. Yûsuf yaşıyor ve üstelik onları Mısır’a davet ediyordu. Bir an evvel yola çıkıp hep birlikte Mısır’a geldiler. Hz. Yûsuf (as) gözyaşları içinde anne babasını bağrına bastı. Büyük bir sevinçle şükrederek secdeye kapandılar. Böylece Hz. Yûsuf’un (as) en başta gördüğü rüya gerçekleşmiş oluyordu. Yukarıdaki ayette, Hz. Yûsuf’un (as) bu büyük nimet karşısındaki derin şükrü ve duası yer almaktadır.
İnsan, başına gelen sıkıntılara sabretmeli ve hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamalıdır. Her hâlimizde Rabbimize şükretmeliyiz. En büyük duamız ve gayretimiz müslüman olarak ölebilmek olmalıdır.
Mülk: Hükümranlık.