TBMM Tören Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan Kurtulmuş, İsrail’in saldırganlığının karşısında durmak, dost ve kardeş Filistin halkıyla dayanışma ve iş birliğini ifade etmek için her seviyede büyük bir titizlikle mücadeleyi devam ettirdiklerini dile getirerek, “Sayın Cumhurbaşkanımız bütün katıldığı uluslararası toplantılarda, bendeniz katıldığım bütün uluslararası toplantılarda, Dışişleri Bakanımız hem toplantılarda hem ikili temaslarda; işin başından itibaren tezlerimizi çok net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Ayrıca Türkiye’nin bütün kurumları da bu süreç içerisinde Filistin halkının yanında yer almaya büyük gayret gösteriyor.” dedi.
“Hiç şüphesiz çok büyük bir takdir, çok büyük bir teşekkür ve çok büyük bir tebriki de Sayın Büyükelçi’nin şahsında Güney Afrika Hükümetine ve Güney Afrika halkına yapmak da vazifemizdir” diyen Kurtulmuş, Güney Afrika’nın bu uğurda verdiği mücadelede Türkiye olarak kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmayacaklarını vurguladı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları karşısında susanlar ve destek verenler olduğu gibi, ilk günden itibaren insanlık ve vicdan adına ayağa kalkan ve seslerini yükseltenlerin de bulunduğunu söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Dini, ırkı, teninin rengi ne olursa olsun, kullandığı dil ne olursa olsun; kültürü, siyaseti ne olursa olsun ‘Ben insanım ve insanlığın yanındayım’ diyen milyonlarca, yüz milyonlarca insanlık ailesi mensubuna saygılarımızı ve şükranlarımızı ifade ediyorum. Yönetimler, hükümetler kendi tuzu kuru hesapları içerisinde gelecek hesabı yapabilirler. Ama dünyanın her yerinde sokaklara çıkan ve Filistin’in masum halkının yanında durduğunu ifade eden insanların her birisini Türkiye’den saygıyla selamlıyoruz.”
“Zaten insanlığın vicdanında yargılandılar, mahkum oldular”
Kurtulmuş, insanlık cephesinin her yerde tahkim edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İşin bu insanlık tarafını; siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, araştırma merkezleri olarak ortaya koyacağız. İnsanlık cephesinin tahkim edilmesi için Uluslararası Adalet Divanında açılan bu dava, aslında büyük bir kaldıraç görevi görmektedir ve inşallah bu mahkemenin sonuçları olumlu neticelenecek.” diye konuştu.
Uluslararası Adalet Divanından sonra ikinci olarak uluslararası savaş suçları mahkemesinde davanın görüleceğini ifade eden Kurtulmuş, “Karadziç o katliamları yaparken, ‘yanıma kar kalır’ zannediyordu. Netanyahu ve çetesi de bu katliamları yaparken ‘yanımıza kar kalır’ zannediyorlar. Öyle zannetmesinler, yanlarına kar kalmayacaktır ve inşallah uluslararası savaş suçları mahkemesinde yargılanacaklardır. Zaten insanlığın vicdanında yargılandılar, mahkum oldular.” değerlendirmesini yaptı.
“Netanyahu ve ekibi eski itibarlarını bulamayacak ve yalnızlaşacaktır”
Uluslararası Adalet Divanındaki mahkemenin, Filistin davasının başlangıcı olduğunu bildiren Kurtulmuş, şimdi on yıllar sürecek büyük bir mücadelenin başladığını söyledi.
Kurtulmuş, Netanyahu ve ekibinin, bu büyük zulümlere zemin hazırlayanlarla birlikte uluslararası alanda yalnızlaştırılması siyasetini gerçekleştirmek gerektiğini dile getirerek, “Bunlar nereye giderlerse gitsinler, artık uluslararası sistemin içinde asla ve asla eski itibarlarını bulamayacaklar ve yalnızlaşacaklardır. Dün bunlarla aynı kare içerisinde fotoğraf vermek için yarışanlar, yarın bunlarla aynı binada bulunmamaya gayret edeceklerdir.” dedi.
Başta İslam ülkeleri olmak üzere mazlum milletlerin aralarındaki dayanışmaları arttırmaları gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, “Bu kadar büyük zulümler, bu kadar büyük insanlık suçları işlenirken, İslam İşbirliği Teşkilatı nerede? İslam ülkeleri nerede? Niçin yeterince, etkin bir şekilde bu zulmü önleyecek mekanizmayı oluşturamamaktadır.” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, İsrail’in en büyük gücünün başta İslam ülkeleri olmak üzere mazlum milletlerin dağınıklığı, kararsızlığı ve inisiyatif kullanamamaları olduğuna dikkati çekerek, burada mutlaka ortak hareket etmek gerektiğinin altını çizdi.
“Uluslararası sistem topluca mezarlığa gömülmüştür”
Bu son gelişmelerin “uluslararası sistem” diye bir şeyin olmadığını öğrettiğini söyleyen Kurtulmuş, “Tabiri caizse uluslararası sistem çökmüş, uluslararası sistem topluca mezarlığa gömülmüştür. Birleşmiş Milletlerinden tutun uluslararası yardım kuruluşlarına kadar hiçbirisinin bir fonksiyonu kalmamıştır. Ukrayna’da iki yılı aşkın süren bir savaşta çözüm üretemeyen bir uluslararası sistem, çoktan çökmüştü. Şimdi Gazze meselesi, insanlığın gözüne sokarak bunu gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Tam manasıyla bağımsız, toprak bütünlüğü sağlanmış ve 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmadan siyasi çözüm elde edilemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, başta Mescid-i Aksa olmak üzere Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin kutsal mekanlarının masuniyetinin korunması ve yerleşimci politikalarının önlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Başkan Erbaş, Mehmetçik ve Filistinliler için dua etti
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Mehmetçik ve Filistinliler için dua ederek, şu niyazda bulundu:
“İlahi Ya Rabbi! Gazze’deki katliamın bir an önce bitmesi için dua ediyoruz, dualarımızı kabul eyle. Gazzeli kardeşlerimize yardım eyle, şehitlere rahmet eyle, yaralı ve gazi olan kardeşlerimize şifalar ihsan eyle Ya Rabbi!
Yurdunu, yuvasını, evini, barkını korumak için mücadele eden mücahitleri, zalim ve işgalci İsrail’e karşı muzaffer eyle Ya Rabbi!
İlahi Ya Rabbi! Zalimleri zalimlerle meşgul eyle, müminleri onlar arasından zafere ulaştır.
İlahi Ya Rabbi! Müslümanlara birlik, beraberlik ihsan eyle. Bütün İslam ülkelerini Gazze etrafında bir yumruk gibi yek vücut olarak zalim İsrail’e karşı mücadele etmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
İlahi Ya Rabbi! Devletimizi, milletimizi, ezanımızı, bayrağımızı ilelebet payidar eyle. Peygamber ocağı, kahraman ordumuzu sınırlarımızın içerisinde ve ötelerinde her yerde, her zaman, her veçhile mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi.
Her zaman zalimin karşısında mazlumun yanında yer alan kahraman ordumuzu her yerde mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi!
İlahi Ya Rabbi! Gazze ve Filistin için mücadelede eliyle yapabildiğini eliyle yapan, diliyle yapabildiğini diliyle yapan, kalbiyle, dualarıyla yapabildiğini kalpleriyle, dualarıyla yapan kardeşlerimizden razı ol.”