“O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar! Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.” (Şuarâ, 26/88-89)
Hz. İbrahim (as), Cenâb-ı Hakk’a (cc) yaptığı samimi duanın sonunda, Allah’tan (cc) ahirette kendisini mahcup etmemesini istedi. Bu dileğini söylerken de ahiret gününün bir özelliğini belirtti. Şöyle ki: O gün insanlar dünyada işledikleri fiillerin karşılığını tam ve eksiksiz olarak görecekler, mallarının ya da evlatlarının çok olması onlara bir fayda sağlamayacaktır. Sadece Allah Teâla’nın (cc) huzuruna arı duru, samimi bir gönül ile gelenler kurtuluşa erebileceklerdir.
Ahirette, mal ve evlat çokluğu kimseyi azaptan kurtarmayacaktır. Kalbini temiz tutup Allah Teâla’nın (cc) emir ve yasaklarına riayet edenler bunun mükâfatını göreceklerdir. İnsanı ebediyyen kurtaracak olan temiz bir kalptir. Dolayısıyla Allah’ın (cc) huzuruna temiz bir kalple çıkmak için her türlü günah ve kirden korunmalıyız.
Selîm: Maddî manevî kusuru ve noksanı olmayan, sağlam, doğru, temiz.
Kalbiselîm: Temiz ve samimi kalp.