Yardımlaşma ve infak
İslam, özellikle “sadaka” ve “infak” kavramlarıyla bireyin başkalarına yapabileceği her türlü yardımı teşvik eder. Bu, gülümseme gibi külfetsiz bir yardım da olabilir; malından, zamanından ve enerjisinden fedakârlık yaparak insanların ihtiyaçlarını giderme şeklinde daha külfetli bir yardım da olabilir. “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz…” (Âl-i İmrân, 3/92) ayetini düstur edinen her bir Müslüman, toplumsal iyilik bilincini özümsemiştir. Kazandıklarımızdan tasadduk edebilmek şahsiyetimizin kemal bulmasıdır. Verirken içimiz acımadan aşkla, şevkle verebilmemiz, maddeye esaretten kurtuluşumuzun bir ifadesidir. Veren insan eşyaya bağımlılıktan, bencillikten, kendi için yaşamaktan kurtulmuş demektir. Eli açık olmak, gönlü açık olmak, infak kültürüne sahip olmak, sofrasında ekmeği yenilebilir olmak kazancın bereketindendir. Allah’ın bize, başkalarına yardım gücünü ve verebilme cömertliğini lütfetmesi şükredilecek en güzel kazanımdır.
---
Bir Ayet: "Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığıyla va’dettiklerini ver bize; kıyamet gününde bizi rezil etme. Sen asla sözünden dönmezsin.” (Âl-i İmrân, 3/194)