“Vakit geçirmeden yola devam edilmesinin” önemli olduğunu anlatmak için “yolcu yolunda gerek” deriz. Bu atasözünü çoğunlukla bir yere gitme hazırlığında olan fakat çeşitli sebeplerle oyalanan kimselerin zamanlarını boşuna geçirmelerini önlemek ya da hedefinden uzaklaşan kişilere amaçlarını hatırlatmak için kullanırız.

Gerçekten de şu hayatta hepimizin takip ettiği bir yol ve varmak istediği bir yer vardır. Şairin de dediği gibi:

“Yollar ki gider kimsesiz, sonsuz yollar.

Hep birer sessizlik çizgisi oldu, akşamın göğsünde.”

İşte bu çizgiyi takip eden gün ve gecelerde bazı kimseler sonu karanlığa çıkan yanlış yolların tozunu yutarken, bazıları da tercihini en doğru olandan yana yapar. Birinci yolun müdavimleri ektiğini sadece bu dünyadayken biçer, yani onların eline öbür dünyada kayda değer bir şey geçmez ve bütün beklentileri de suya düşer.

Kur’an-ı bir ifadeyle söylemek gerekirse: “Kim ahiret kazancını isterse onun bu kazancını artırırız; kim dünya kazancını tercih ederse ona da bundan veririz; ama onun ahirette hiçbir nasibi olmaz.”

Hangimiz ahirette böyle bir mahrumiyet yaşamak isteriz ki?

Doğrusu biz istemeyiz!

O sebeple ikinci yoldan gitmeyi tercih ediyoruz. Salih kimselerin gittiği hakikatli yoldan… Çünkü bu yolun yolcuları sonsuz mutluluk yurduna selametle varırlar. Oraya vardıklarında ise artık üzerlerinde yol yorgunluğu kalmaz ve yol boyunca karşılaştıkları sıkıntıların bütün izlerinden de kurtulmuş olurlar. Şimdi de gözlerimizin önüne bir cennet sahnesi getirelim:

“(Cennetlikler) birbirlerine dönüp sorarlar: ‘Doğrusu biz’ derler, ‘Daha önce yakınlarımız arasındayken için için bir korku taşımaktaydık (değil mi?) Şimdi ise Allah bize lütfuyla muamele etti de bizi kavurucu azaptan korudu. Elbette biz bundan önce yalnız O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz ihsanı bol ve çok merhametli olan da yalnız O’dur.”

Nasıl, böyle bir sahnenin içinde yer almak istemez miydiniz?

Belki de içinizden şöyle diyebilirsiniz, “Öyleyse sadece ahiretteki kazancımızı artırmaya bakalım, dünyalık da neymiş, bunun için uğraşmayalım.”

Bunu da yapmayalım işte! “…Dünya ve ahiret, birbirinin devamı olan ve birlikte kazanılan hayatlardır. İnsanlardan beklenen, hayata gözlerini açtıkları dünya ile hayata gözlerini yumduktan sonraki ahiret arasında bir denge kurmalarıdır.”

Zaten bunun ölçüsü Kur’an ve sünnette verilmiştir. Bu ölçüye uyan kimseler her iki tarafta da kazançlı çıkar, rahat eder. O hâlde, bizi sonsuz mutluluk yurduna götürecek olan bu ikinci yoldan çıkmayayım ve bir yolcu olduğumuzu unutup da gereksiz şeylerle oyalanmayalım. Nihayetinde bu hakikatli yolun üstünde tıpkı mayınlar gibi döşenmiş olan sinsi tuzaklar vardır, tuzak kurucular vardır.

Yüce Allah cümlemizi bu tuzaklardan ve tuzak kurucuların şerrinden korusun.

Her iki dünyada yolunuz açık olsun.