Türkiye, Almanya, Suudi Arabistan ve Pakistan gibi ülkelerden elliyi aşkın akademisyen, araştırmacı ve merhum Fuat Sezgin hocanın talebelerinin tebliğ sunduğu toplantıda, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, 'Fuat Sezgin ve Oryantalist Gelenek ile İlişkisi' başlıklı bir konuşma yaptı.

Bazı çevrelerce ifade edildiği gibi, Fuat Sezgin'in bir 'Türk oryantalist' olarak tanımlanmasının yanlışlığına dikkati çeken Argun, dünya akademik çevrelerinde oryantalist iddialara cevap verme noktasında ilk akla gelen ismin Edward Said olduğunu, oysa Fuat Sezgin'in tüm hayatı boyunca sürdürdüğü mücadelesindeki en öncelikli hedefinin, oryantalist iddialara cevap vermek olduğunu ifade etti.

Argun, söz gelimi Buhârî'nin 'Yazılı Kaynakları' adlı eserinin hadis ilmi alanında oryantalist çevrelerce iddia edildiği gibi, Kur'an'dan sonra en güvenilir kaynak olarak kabul edilen Sahih-i Buhârî'nin şifâhi bir aktarıma değil, çok erken bir dönem olmasına rağmen yazılı kaynaklara dayandığını ispatlamasının şarkiyat dünyasında ezber bozucu bir çalışma olarak kabul edildiğini dile getirdi.

- Fuat Sezgin bir oryantalist değil "Alimdir"

Argun, Prof. Dr. Fuat Sezgin'in Batılı çevrelerin  İslam mediniyetine karşı sürdürdüğü mesnetsiz ithamlarına göğüs geridiğine işaret ederek, “Bu anlamda Fuat Sezgin hoca bir oryantalist değil, ömrünü Batılı akademik çevrelerce İslam medeniyetine yapılan haksız ve mesnetsiz ithamlara cevap vermeye adamış, bu uğurda cehdetmiş, inanmış bir alimdir.” dedi.

Dr. Argun, Sezgin'in Müslüman bilim adamlarınca, eşyanın hakikatini daha iyi kavrama adına, imal edilen bilimsel aletleri orjinaline uygun olarak yeniden üretmesinin onun teorik yönü yanında, akademi dünyasında örneği fazla görülmeyen pratiğe dayalı yönüne de işaret ettiğini ve Sezgin'in replikalarını ürettiği yüzlerce bilimsel araç ve gerecin hem Doğuda hem Batıda sarsıcı bir etki meydana getirdiğini sözlerine ekledi.

Diğer taraftan adalet ilkesi gereği oryantalist geleneğin bir konuda hakkının teslim edilmesi gerektiğinin altını çizen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Argun, akademik standartlara uygun olarak, bilimsel kanıtlarla çürütülmesi halinde oryantalistlerin bu durumu kabullendiklerini ve daha da önemlisi bu yönde çalışma yapan bilim insanlarına kendi kurumlarında maddi ve fiziki anlamda imkan tanıdıklarını, bu durumun sadece Fuat Sezgin’e has bir durum olmadığını, dünyanın farklı ülkelerinde başka örneklerin de var olduğunu kaydetti.

Sempozyum hakkında Diyanet Haber'e özel açıklamalarda bulunan Argun, Başkent Yeni Delhi’nin en prestijli binalarından biri olan Constitution Club of India’da düzenlenen ve iki gün süren toplantı sonunda bir dizi kararlar alındığını belirterek, “Sanırım alınan en önemli karar, Hindistan devlet üniversitelerinde dönüşümlü olarak hizmet verecek bir Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Kürsüsü kurulması kararıdır. Ayrıca Hint Alt Kıta Yarımadası'ndaki 19 resmi dilin tamamında hem Fuat Sezgin'in çalışmalarının, hem de İslam bilim tarihinin önemli şahsiyetlerinin hayatını anlatan el kitabı serilerinin yayınlanması da alınan kararlar arasında.” dedi.

Toplantıda ayrıca Türkiye’den katılım sağlayan Nevşehir Hacı Bektaşı Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin ve Fuat Sezgin hocanın Frankfurt’tan öğrencisi olan Kardiyolog Dr. Zahide Özkan Rashed de birer tebliğ sundular.

Sempozyumu başından sonuna kadar takip etmesi nedeniyle tüm katılımcıların takdirlerini ifade ettiği Türkiye'nin Yeni Delhi Büyükelçisi Şakir Özkan Torunlar da konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak bu tür akademik ve kültürel faaliyetlere olan desteklerinin devam edeceğini belirtti.

Sempozyum, Hint Alt Kıta Yarımadası'nda benzer etkinliklerin takvime bağlanarak devam etmesi temennilerinin dile getirildiği kapanış konuşmalarıyla sona erdi.