Divan şiirinde ahlaki değerlerimiz: Edep
Edebiyat tarihimizi içine alan ve günümüze kadar uzanan anlamıyla edep, insanı kötü huylardan uzaklaştırıp kemale ulaştıran bir hâl olarak anlaşılmıştır. Edep, İslam ahlakının benimsenip uygulandığı toplum ve meclislerde ince düşüncenin, hikmet ve zarafetin miyarı olmuş; insanın söz ve davranışında imrenilen, öğütlenen bir karakter güzelliği şeklinde binlerce manzumede konu edilmiştir. Şairlerimiz sayısız beyitlerinde, edebe uygun olan söz ve davranışlara dikkat çekerek okuyucularını eğitircesine “edebî” beyitler söylemişlerdir. İnsanın edeple susmasını, ahlak bahçesinde açan ve gönle huzur veren goncaya benzeten Nailî der ki; “Hâmûşî-i edeb ki güşâyiş-pezîr olur. Bir goncedir hadîka-i ahlâkdan kopar.” Dinimizin ölçülerini tayin ettiği güzel ahlakı anlatan divan şairleri, kendilerini “edebî” olanı yaymakla görevli saydıklarından, güzel olan ne varsa şiirlerinde övmüş, çirkin olanları ise yermişlerdir.
---
Mevlana Celaleddin-i Rûmî’nin vefatı (1273)
Muhammed Hamidullah’ın vefatı (2002)