Kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yürüten Rabbimizin ismini teşbih ederim. Etrafını mübarek kıldığı o Mescid-i Aksa olarak buyuruyor Rabbimiz. Yani Mescid-i Aksa’nın etrafı Kudüs, İslam tarihi boyunca Miraç mekanı olarak İsra ile Allah Resulü Efendimizin (s.a.s.) oraya yürütülüp oradan da Sidret el-Münteha’ya çıkarıldığı yer. Kudüs Mescid-i Aksa sayesinde mübarek kılınan bir şehir, barışın şehri. Kudüs, İslam tarihi boyunca Müslümanların idaresinde hep barışın yurdu olmuş ama tarih boyunca Müslümanların elinden ne zaman çıktıysa hep zulmün, katliamın diyarı olmuş. İşte bugünde olduğu gibi… Bugün zulmün, baskının diyarı… 1917’de Müslümanların elinden çıktıktan sonra Kur’an-ı Kerim’de Mescid-i Aksa’nın mekanı olarak belirtlilen o Kudüs, işte yine zulmün, kargaşanın, savaşın mekanı oldu. Savaşalım, gayret edelim hem fiili olarak hem dua ederek Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın yeniden barışın şehri, özgürlüğün sembolü bir yer olması için her zaman dilimizden duayı, elimizden yardımı eksik etmeyelim aziz kardeşlerim.
İşte miracın mekanı, yüce Rabbimizin kullarına ikram ettiği müjdeleriyle bütün Müslümanları, inananları sevindirdiği o gece; Miraç Gecesi… Recep ayının 27’nci gecesi önümüzdeki Pazar akşamı inşallah.
Kardeşlerim!
Geliniz, bu haftaki hutbemizde; miracın hediyesi olan, hayatımıza anlam katan, kalplerimize huzur veren namazın önemini bir kez daha hatırlayalım, anlamaya çalışalım. Çünkü Miraç’ta Allah Resulü Efendimize (s.a.s.) ümmetinin 5 vakit namaz kılması emredildi.
Kardeşlerim!
Namaz, İslam’ın beş temel esasından birisidir. İslam 5 şey üzere bina edilmiştir; kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek hacca gitmek. Tekbirle başlayıp selamla sona eren; aklımızın, kalbimizin, dilimizin, hasılı bütün bedenimizin Rabbimize yöneldiği eşsiz bir ibadettir namaz. Cenab-ı Hak, son nefesimize kadar 5 vakit namaz kılmaktan bizi, neslimizi, zürriyetimizi mahrum bırakmasın. Tüm farklılıkları ortadan kaldırarak inananları Allah’ın huzurunda bir tarağın dişleri gibi eşitleyen, onları omuz omuza bir araya getiren kulluk vazifemizdir. Namaz kadar insanı, müminleri eşit hale getiren başka bir davranış, unsur yok. 5 vakit namaz onun için gözümüzün nurudur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Namaz gözümün nurudur” buyuruyor. Onun için 5 vakit namaz, aceleye getirilecek, ertelenebilecek, araya sıkıştırılacak, aradan çıkarılacak ya da son vakte bırakılacak bir ibadet değildir. Zaman zaman gafletimize gelir arkadaşlarla otururken ‘namazı kılalım da aradan çıksın’ deriz. Namaz aradan çıkarılacak, hafife alınacak bir ibadet değildir. Namaz dinin direğidir. Dinin direği yıkılırsa din yıkılır.
Aziz Kardeşlerim!
Zira namazsız Müslümanlık olmaz. Müslüman namaz kılar, namaz da insanı insan kılar. Bir kişinin hayatında geçirebileceği en kıymetli vakit, namazını eda ettiği vakittir. Tekbir ile başlayıp selam ile bitirdiğimiz o 4 dakikalık zaman Allah’ın kullarına nasip olan en hayırlı vakittir, ondan daha hayırlısı yok. Namaza giderken böyle düşünelim, böyle niyet edelim; ‘Ya Rabbi bana şu nefesi, sağlığı verdin ben şu anda ömrüm boyunca geçirebileceğim en hayırlı zamanı geçirmek için namaza duruyorum.’ Niyetimizi böyle yaparsak o namazın huşusu kendiliğinden gelir.
Aziz Kardeşlerim!
Cuma namazlarımız doluyor, taşıyor. Cuma namazlarımız ne kadar önemliyse sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı namazı da o kadar önemlidir. Her biri Cuma namazı gibidir, bir farkı yok. Onun için Müslüman, dinen geçerli bir mazereti bulunmadıkça namazını terk edemez, ‘Sonra kılarım!’ düşüncesiyle kazaya bırakamaz. Müslüman’a düşen, işlerini namaz vakitlerine göre tanzim etmektir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Namaz dinin direğidir.” buyurarak konunun önemli olduğuna dikkat çekiyor. Hatta son nefesinde bile Efendimizin (s.a.s.) son sözlerinin; “Salah! Salah! Salah!” diye buyurduğu rivayet ediliyor hadis ravilerimiz tarafından.
Aziz Kardeşlerim!
Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazını da özenle kıl. Çünkü namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar...” Evet, hayatımızın gayesi kulluk; kulluğumuzun amacı da iyi bir Müslüman olmaktır. Dünyada ne kadar yaşayacağız? Eğer Rabbimizin rızasına erişmiş iyi bir kul olarak ömrümüzü tamamlarsak ne mutlu bize. Bu sebepledir ki, namazlarımız bizleri haramlardan alıkoymalıdır. Dilimizi yalandan, kalbimizi kinden, öfkeden, nefretten, elimizi kötülükten uzak tutmalıdır. Namazımız bizi her türlü günahtan arındırmalıdır. Şayet namaz kıldığımız halde kötülüklerin esiri olmuşsak; o zaman kalbimizi, kazancımızı ve hayatımızı Kur’an ve sünnete göre yeniden gözden geçirmeliyiz. Birileri size ‘hem namazı kılıyorsun hem de şu yanlışı yapıyorsun, o zaman namazı bırak’ derse sakın ona aldanmayın, kanmayın. Namaza devam edip yanlışlıklarımızdan vazgeçeceğiz.
Aziz Kardeşlerim!
Bir defasında Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Kalk ya Bilal! Bizi namaza çağır! Namazla bizi ferahlat!” buyurmuş. Namaz, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) ferahlamak için hem uyguladığı hem de tavsiye ettiği ibadettir. Bir şeye sevindiğinde, üzüldüğünde veya öfkelendiğinde hemen kalkar abdest alır namaz kılardı. İşte bizim sığınağımızda namaz olsun. Öfkemizi namazla durduralım, sevincimizi namazla taçlandıralım. Hayatın yoğunluğunun ancak namazla hafifleyeceğini ümmetine hatırlatmış yüce Peygamberimiz (s.a.s). O halde, namazlarımızı bir külfet değil, gündelik meşgalelerle yorulan ruhlarımıza sükunet, sekinet veren bir nimet olarak görelim. Namaza yorulmak değil dinlenmek için duralım. Namaz bizi, ruhumuzu dinlendirsin. Ruh dinlenirse bedende dinlenir. Geciktirmeden, geçiştirmeden, sünnetlerine ve ta’dili erkanına riayet ederek huşuyla kılalım. Namazın olgunlaştırdığı örnek müminler olalım. Namaz kıldığı halde hata ve yanlışlara devam eden kardeşlerimizi uygun bir dille uyaralım, ürkütmeden, sevdirerek.
Namazın olgunlaştırdığı müminler olalım. Namaz kıldığı halde hata ve yanlışlara devam eden kardeşlerimizi uygun bir dille uyaralım. Beş vakit namazımızı mümkünse camilerde cemaatle kılmaya dikkat edelim. Çünkü 27 kat daha sevap olduğunu Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bizlere hatırlatıyor. Şayet camide kılamıyorsak evimizde ailemizle beraber cemaatle kılmaya gayret edelim.
Aziz Kardeşlerim!
Kendimizi ve ailemizi namaz gibi ulvi bir ibadetin bereketinden mahrum bırakmayalım. Bugün, namazlarını ihmal eden bütün kardeşlerime seslenmek istiyorum: Geliniz, içinde bulunduğumuz şu mübarek günleri fırsat bilerek bizi hata ve günahlardan arındıran, Allah katındaki değerimizi artıran beş vakit namazımızı kılmaya gayret edelim. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Kim, Allah’ın bir emri olduğunu kabul ederek; rükularına, secdelerine, vakitlerine ve abdestlerine özen göstererek beş vakit namazı kılmaya devam ederse cennete girer.” Muhteşem bir müjde. Allah hepimize bu müjdeden istifade eden kullarından eylesin inşallah. Unutmayalım ki, namazsız bir kazanç bereketsiz; ibadetsiz bir yuva mutsuz olur.
Aziz Kardeşlerim!
Geçtiğimiz günlerde millet olarak büyük bir acı yaşadık. Bolu’da meydana gelen yangında 100’e yakın kardeşimiz vefat etti. Kardeşlerimize Rabbimizden rahmet diliyorum. Yaralı olanlar var acil şifalar diliyorum. Cenab-ı Hak vatanımızı ve milletimizi bu tür afetlerden, felaketlerden, görünür görünmez kazalardan, belalardan ailemizi, yuvamızı, milletimizi muhafaza eylesin.