İşgalci İsrail'in Gazze’ye saldırılarında çoğu çocuk ve kadın 7 bini aşkın kişi hayatını kaybederken, şiddetin durmasını isteyen ateşkes çağrıları Batı ülkeleri tarafından ya engelleniyor ya göz ardı ediliyor.
Anadolu Ajansı muhabiri, birçok ülkenin işgalci İsrail'in Gazze'ye devam eden saldırıları kapsamındaki tepkilerini derledi.
ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray'da yatırımlar üzerine yaptığı konuşma esnasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Hamas'ın elindeki tüm rehineler serbest kaldıktan sonra işgalci İsrail-Filistin çatışması için ateşkesi görüşebileceklerini söyledi.
ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) 25 Ekim'de sunduğu veto edilen karar tasarısında "Hamas'ın 7 Ekim'de gerçekleştirdiği terör saldırıları şiddetle kınanırken" ülkelerin meşru müdafaa hakkı bulunduğuna işaret ediliyordu.
Tasarıda ateşkes yerine "çatışmalara insani ara verilmesi"nin gerekliliğine işaret edilirken Gazze'ye sürdürülebilir yardım sağlanması gerektiği kaydediliyordu.
Öte yandan Rusya'nın 16 ve 25 Ekim'de BMGK'ye Gazze'de derhal "insani ateşkes" ilan edilmesine ilişkin sunduğu karar tasarısı, ABD tarafından veto edildi.
Avrupa "ateşkesi" desteklemiyor
Avrupa Birliği (AB), işgalci İsrail-Filistin çatışmasında ateşkes çağrısı yapmayacağını bildirirken, AB Komisyonu sözcülerinden Peter Stano, "Şu aşamada AB'den bir ateşkes çağrısı yoktur." dedi.
Stano, "Hamas'ın işgalci İsrail'e saldırısı devam etmektedir. Bu durumda, AB'nin şu andaki pozisyonu şudur; biz İsrail'in yanındayız ve İsrail'in terör saldırılarına karşı kendini savunma hakkı vardır. Bunun da uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde yapılması gerektiğini vurguluyoruz." ifadesini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "işgalci İsrail ile dayanışma ziyaretinde", DEAŞ’a karşı kurulan uluslararası koalisyonun Hamas’a karşı da mücadele edebileceğini ve Fransa’nın buna hazır olduğunu belirterek, “terörist gruplarla mücadele” için “bölgesel ve ulusal bir koalisyon” kurulması çağrısında bulundu.
Hamas’a karşı mücadelenin "acımasız" şekilde yürütülmesi ancak "kuralsız" olmaması gerektiğini belirten Macron, işgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan savaş hukukuna uymasını ve Gazze’ye insani erişime izin vermesini istedi.
İşgalci İsrail’in hemen ardından Filistin Otoritesi ile temaslarda bulunan Macron, hiçbir şeyin Gazze’deki sivillerin yaşadığı acıyı "haklı" göstermeyeceğini belirtti.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da işgalci İsrail'e destek vererek, "Almanya için İsrail'in güvenliği tartışılamaz. Dünyadaki her devlet gibi işgalci İsrail'in de uluslararası hukuk çerçevesinde kendisini teröre karşı savunma hakkı vardır. Filistinlilerin içinde bulunduğu kötü duruma değinmek bu açık ve sarsılmaz duruşla hiçbir şekilde çelişmez." ifadesini kullandı.
Alman hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit ise "Biz yakın ve sarsılmaz bir şekilde işgalci İsrail’in yanındayız" sözlerini kullanırken, ateşkes ile ilgili bir soruya, "Saldırı devam ediyor. Neredeyse tamamı vahşice kaçırılan sivillerden oluşan 200'den fazla rehine hala esir tutuluyor. Bu bakımdan ateşkesin nasıl beklenebileceğini bilmiyorum. Çünkü bu saldırı devam ediyor." dedi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Konseyi Zirvesi öncesinde yaptığı basın açıklamasında, işgalci İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların sonlanması ve Filistin Devletinin tanınması için altı ay içinde bir barış konferansı düzenlenmesini önerdi.
İşgalci İsrail'in Filistin'e yönelik Gazze Şeridi'nde yaptığı saldırıların durdurulması için "çatışmalara insani ara verilmesi" adı altında acil ateşkes çağrısında bulunan Sanchez, insani ihtiyaçları karşılamak için kalıcı bir şekilde insani yardımların girişine izin verilmesi gerektiğini vurguladı.
Sanchez ayrıca, "Hamas'ın işgalci İsrail'e saldırısını net, tam ve kesin bir şekilde kınadığını" yineleyerek, "İsrail'in insan hakları ve uluslararası haklar çerçevesinde kendini savunma hakkına sahip olduğunu" ifade etti.
İngiltere'den ateşkes yerine "belirli duraklamalar" önerisi
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, kendisine defalarca kez yöneltilen "Ateşkes çağrısında bulunmayacak mısınız?" sorularına, ateşkes konusuna değinmeden, "işgalci İsrail'in kendini savunma hakkı var." yanıtını verdi.
Belirli durumlarda "ateşkesten farklı olarak belirli duraklamalar" gerektiğini belirten Sunak, "Bu çatışmanın sorumlusu Hamas ve işgalci İsrail'in kendisini Birleşmiş Milletler (BM) Şartında da açıkça belirtildiği şekilde savunma hakkı var. İşgalci İsrail'i uluslararası hukuka uyma konusunda uyarmaya devam edeceğiz." dedi.
İngiltere Başbakanlık Sözcüsü de dün Londra'daki yabancı gazetecilere yönelik düzenlenen basın brifinginde, "İngiltere hükümetinin ateşkes çağrısı yapması için nelerin yaşanması gerekiyor?" sorusuna, "Ateşkes şu anda sadece Hamas'a hizmet eder." yanıtını verdi.
Hollanda’nın geçici hükümetinin Başbakanı Mark Rutte de Temsilciler Meclisinde işgalci İsrail-Hamas savaşı ile ilgili düzenlenen oturumda yaptığı konuşmada, yardım malzemelerinin Gazze’ye ulaştırılabilmesi için "çatışmalara insani ara verilmesi"nden yana olduğunu söyledi.
Rutte, ateşkesin istenmeyen bir durum olduğuna inandığını, ateşkesin işgalci İsrail’in Hamas’tan gelen tehditle daha fazla mücadele edemeyeceği anlamına geldiğini belirtti.
Şu anda ateşkesin mümkün olmadığına ve çok fazla engel teşkil ettiğine inandığını belirten Rutte, ateşkesi savunmanın Hollanda’yı yalnızlaştıracağını ifade etti.
Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman, hafta başında katıldığı AB Dışişleri Bakanları Toplantısında, ülkesinin Hamas'ın saldırılarını bir kez daha kınadığını ifade ederek, "Rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. İşgalci İsrail'in kendini savunma hakkına güçlü desteğimizi sürdürüyoruz." dedi.
Grlic Radman, "İnsani yardım noktasında yapılacak faaliyetleri de destekliyoruz. Can kayıpları ile insanların acılarının sınırlandırılması önemli." diye konuştu.
Bulgaristan Parlamentosu da Hamas'ın saldırısını kınayan açıklamalar yaparken, işgalci İsrail'in en doğal hakkının kendini savunmak olduğunu bildirdi.
Baltık ülkelerinden işgalci İsrail'in "kendini savunma hakkı vardır" açıklamaları geldi
Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, "Finlandiya terörizmin her türlüsünü kınamaktadır. İşgalci İsrail, uluslararası hukuka uygun olarak kendisini ve vatandaşlarını savunma hakkına sahiptir." ifadelerini kullandı.
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, X hesabındaki paylaşımında, “işgalci İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüştüm. Hamas'ın saldırısını, özellikle de sivillere yönelik şiddet eylemlerini kınadım. Güvenliğin yeniden tesis edilmesine yönelik eylemlere Polonya'nın desteğini temin ettim. İsrail'in vatandaşlarının hayatını koruma hakkı vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Letonya Başbakanı Evika Silina, "işgalci İsrail'in uluslararası hukuka uygun olarak kendini savunma hakkı tartışılmazdır." ifadesini kullandı ve Letonya hükümet binasına işgalci İsrail bayrağı asıldı.
Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, "Böyle bir terörün hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İşgalci İsrail kendini savunma hakkına sahiptir. Tüm sivillerin hayatını korumalı ve insani bir felaketi önlemeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Estonya Cumhurbaşkanı Alar Karis ise "işgalci İsrail'in kendini savunma ve teröristlerin anlamsız şiddetine karşı mücadele etme hakkı vardır. Hiçbir şey Hamas'ın şok edici şiddet eylemlerini haklı gösteremez. Onlar ölüm, korku tohumları ekmekte ve bölgeyi istikrarsızlaştırmaktadır.” dedi ve işgalci İsrail ile dayanışma için Başkanlık Ofisi önünde işgalci İsrail bayrağı göndere çekildi.
İsviçre de "kendini savunma" vurgusu yapıyor
İsviçre Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'ndeki açık tartışma sırasında İsviçre'nin, terör eylemlerini, işgalci İsrail halkına ayrım gözetmeksizin roket atılmasını ve Hamas'ın işgalci İsrail vatandaşlarını rehin almasını bir kez daha kınadığını belirtti.
İşgalci İsrail'in ulusal savunma ve güvenliğe yönelik meşru hakkının da altı çizilirken, tüm taraflara uluslararası hukuka, özellikle de uluslararası insancıl hukuka saygı duymaları ve gerginliği azaltacak önlemler almaları çağrısında bulunuldu.
İsviçre Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze’de sivil nüfusa temel ihtiyaçların ulaştırılması ve insani yardım kuruluşlarının uluslararası insancıl hukuk uyarınca Gazze Şeridi'ne erişmesine izin verilmesi için çatışmaların geçici olarak durdurulmasına acilen ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
İtalya ve Malta "2 devletli çözümü" destekliyor
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, krizin başından bu yana yaptığı konuşmalarda, Hamas’ın, sorumlu olduğu suçlardan kınanması gerektiğini, "işgalci İsrail’in uluslararası hukuk çerçevesinde kendini savunma hakkı" olduğunu vurgularken, aynı zamanda krizin tırmanmasını önlemek için hep birlikte çalışılması gerektiğini belirtti. Meloni, bu konuda çıkar yolun "2 devletli çözüm" olduğunu yineledi.
Malta Başbakanı Robert Abela da krizin ardından şiddettin her türlü halini kınadıklarını belirterek, işgalci İsrail-Filistin meselesinde "2 devletli çözüm"den yana olduklarını açıkladı.
Slovenya'dan "insani ateşkes" çağrısı
Slovenya Dışişleri Bakanı Tanja Fajon, hafta başında Lüksemburg'da düzenlenen AB Dışişleri Bakanları Toplantısında yaptığı açıklamada, Gazze'ye yardımların ulaştırılmasında insani ateşkesin sağlanması çağrısında bulundu.
Fajon, işgalci İsrail'in saldırılarının ardından Gazze'ye insani yardım ulaşmaması ile yaşanan su ve gıda sıkıntısını büyük bir endişeyle takip ettiklerini belirterek, "İnsani yardım koridorlarının kurulabilmesi için bir an evvel insani ateşkes ilan edilmesi çağrısında bulunuyoruz." dedi.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Denis Becirovic ve Hırvat üyesi Zeljko Komsic de her söylemlerinde çatışmaların durdurulması gerektiği ve barışçıl bir çözümün bulunması yönünde görüş bildirdi.
Papa'dan "Lütfen silahları durdurun" çağrısı
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Filistin ile işgalci İsrail arasında 7 Ekim'de başlayan çatışmanın ardından 8 Ekim'deki pazar duasında yaptığı değerlendirmede, "Şiddetin daha da şiddetli biçimde patlak verdiği, yüzlerce ölüme ve yaralanmaya yol açan işgalci İsrail'de yaşananları kaygı ve acı içinde takip ediyorum. Mağdurların ailelerine yakınlığımı ifade ediyorum. Bu terör ve acı dolu saatlerde ıstırap çeken herkes için dua ediyorum. Lütfen saldırıları ve silahları durdurun. Terör ve savaşın herhangi bir çözüm getirmediğini, sadece pek çok insanın ölümüne yol açtığını anlayın. Savaş ve şiddetle bir şey çözülmez. Her savaş bir yenilgidir. İşgalci İsrail ve Filistin'de barış için dua edelim." ifadelerini kullandı.
Papa, takip eden haftalarda da bölgedeki durumla alakalı, çoğu kez rehinelerin bir an önce serbest bırakılması ve Gazze’de insani felaketin önlenmesi çağrısında da bulundu.
Türkiye’den ateşkes ve insani koridor çağrısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Gazze'ye yönelik saldırıların, kendini savunma sınırını çoktan aşmış açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüştüğünü ifade ederek, AB “Komisyonunun Henüz ateşkes çağrısı yapamayız." şeklinde açıklamalarına ilişkin "Daha ne kadar insan ölmesi lazım? Ne kadar çocuk ölmesi lazım? Sizin hesabınız ne, neye göre yapıyorsunuz bunu? Bunu bir açıklayın. Ateşkes ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz? Eğer siz siyaset yapıyorsanız, bu siyaseti biz de yapıyoruz, 40 yıldır siyasetin içindeyim ama hiçbir zaman sizin gibi bu tür vahşetlere seyirci kalmadık ve kalamayız. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler işgalci İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine, saldırılara koşulsuz destek veriyor." diye konuştu.
Erdoğan, öncelikle tüm tarafların elini tetikten çekmesi gerektiğini belirterek, derhal ateşkes ilan edilmesi gerektiğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da hemen ateşkes ilan edilmesi ve insani yardımlar için koridor oluşturulması gerektiğine dikkati çekerek, Türkiye’nin alternatif olarak ortaya koyacağı bir barışçıl çözüm ve plan olduğunu belirtti.
Ukrayna
Ukrayna, işgalci İsrail-Filistin krizinde tarafları uluslararası insancıl hukuka saygı gösterme çağrısı yaptı
Ukrayna Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, herhangi bir tarafın tıbbi tesislere veya diğer sivil kritik altyapılara yönelik saldırılarının hiçbir koşulda kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Çatışan taraflara, savaş kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalma ve uluslararası insancıl hukuka saygı gösterme çağrısı yapılan açıklamada, "Ukraynalılar savaşın acısını derinden hissediyor. Hem işgalci İsrail hem de Filistin’de çatışmanın her iki tarafında da sivil kayıpların sayısının daha da artmasını önlemek hayati bir önem taşıyor. Orta Doğu barış sürecinin bölgesel istikrar ve güvenliğin yeniden tesis edilmesinin yanı sıra İsrail ve Filistin arasında barış içinde bir arada yaşama yoluyla iki devletli çözüme ulaşılmasına yönelik çabaların temeli olmaya devam etmesi gerektiğine olan inancımızı bir kez daha teyit ediyoruz." ifadesi kullanıldı.
Rusya
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başta Orta Doğu'dakiler olmak üzere çeşitli ülke liderleriyle temaslarda bulundu.
Putin, işgalci İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin her iki taraftaki tüm acılara rağmen sivil halkın düşünülmesi gerektiğini de vurguladı.
İşgalci İsrail'in saldırı altında kaldığını ifade eden Putin, "işgalci İsrail buna geniş çaplı ve oldukça acımasız yöntemlerle karşılık veriyor. Elbette olayların mantığını anlıyoruz ama her iki taraftaki tüm acılara rağmen sivil halkı da düşünmemiz gerektiğine inanıyorum." diye konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise işgalci İsrail’in Gazze’deki hastane saldırısına ilişkin "sivillere yönelik her türlü şiddetin, tıbbi tesislere ve diğer sivil altyapıya yönelik saldırıların kabul edilemez" olduğunu bildirdi.
Rusya ayrıca, BMGK'ya sunduğu, reddedilen karar tasarılarında Gazze'de kötüleşen insani duruma işaret ederek, "acilen kalıcı ve tüm tarafların saygı duyacağı bir insani ateşkes" sağlanması çağrısı yaptı.
Rusya'da, işgalci İsrail-Filistin çatışmasının yayılmasına ve sivil ölümlere dair endişelerin dile getirildiği açıklamalar da yapıldı.
Azerbaycan
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, çatışma bölgesinde sivillere yönelik şiddet kınandı, hem işgalci İsrail'de hem de Gazze'de hayatını yitiren siviller için taziye dilekleri belirtildi. Açıklamada, "Durumun acilen düşürülmesi çağrısında bulunuyoruz." ifadeleri yer aldı.
Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Açık Katılımlı İcra Komitesi Toplantısı'na katılarak ülkesinin tutumunu yineledi, askeri operasyonların ve gerilimin durdurulması çağrısı yaptı.
Bayramov, krizin giderilmesi için uluslararası toplumun ortak çaba göstermesi gerektiğini, Azerbaycan'ın İslami dayanışmaya bağlı olduğunu ve Filistin halkının devlet olma mücadelesini desteklediklerini bildirdi.
Kırgızistan
Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, işgalci İsrail-Gazze krizine ilişkin taraflara "ateşkes ilan etme ve bir an önce siyasi ve diplomatik diyaloğa başlama" çağrısında bulundu. Bakanlık ayrıca, işgalci İsrail'in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesine düzenlediği saldırıyı kınadı.
Kazakistan
Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, işgalci İsrail’e Gazze'de çok sayıda sivilin ölümüne ve sivil altyapının tahrip olmasına yol açan orantısız güç kullanımından kaçınma çağrısında bulundu.
Bakanlığın açıklamasında, Kazakistan’ın tarafları düşmanlıkları bir an önce durdurmaya ve "iki halk için iki devlet" formülüne dayalı olarak bölge halkı için barış, istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabaları yoğunlaştırmaya davet ettiği bildirildi.
Özbekistan
Özbekistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Filistin ve işgalci İsrail'e krizi siyasi ve diplomatik yollarla çözme çağrısında bulunularak, "Savaşan taraflara, silahlı çatışmayı hızla sona erdirmek, krizi siyasi ve diplomatik yollarla çözmek için her türlü tedbiri almaya çağırıyoruz." ifadesi kullanıldı.
Japonya'dan Filistin-işgalci İsrail krizinde "iki devletli çözüm" vurgusu
Japonya Dışişleri Bakanı Kamikawa Yoko, Kahire Barış Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Filistin-işgalci İsrail krizinde "iki devletli çözümü" desteklemeyi sürdürdüklerini, Japonya'nın, Filistin konusundaki kararlılığının asla değişmeyeceğini söyledi.
Krizin iki tarafı Filistin ve işgalci İsrail'in yanı sıra bölgedeki diğer aktörlerle yakın istişareleri sürdürdüklerini kaydeden Kamikawa, "Özellikle şu anda en yakın zorluk, insani yardımın bozulmasını en aza indirmek. Gazze'de 1 milyondan fazla masum insan son derece zor durumda." dedi.
Kamikawa, "Şu anda tanık olduğumuz trajedinin Orta Doğu barışı için fırsat penceresini kapatmasına müsaade etmemeliyiz. Bu sorunu ancak diyalogla çözebiliriz." diye konuştu.
Savaş ile barış arasında seçim gerekiyor
Çin, Orta Doğu'da tırmanan işgalci İsrail-Filistin çatışmasının başlamasından itibaren verdiği mesajlarda sivilleri hedef alan ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemleri kınarken taraflara "çatışmanın durdurulması ve sivillerin korunması" çağrısı yaptı.
Pekin yönetimi, sonraki günlerde gerilimin düşürülmesi ve insani krizin önlenmesine yönelik diplomatik temaslar yürütürken barış müzakerelerine dönülmesinin ve bağımsız Filistin devletinin kurulduğu iki devletli çözümün uygulanmasının tek çıkış yolu olduğuna işaret etti.
Uluslararası toplumu iki devletli çözüm temelinde daha geniş bir uzlaşmaya zorlayacak, yetkin ve etkili bir uluslararası barış konferansının en kısa sürede toplanması için takvim ve yol haritasının belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Dışişleri Bakanı Vang, "Çatışma bir kez daha trajik şekilde gösterdi ki Filistin sorununun çözümü, barış müzakerelerinin en kısa zamanda yeniden başlatılmasında ve Filistin halkının meşru haklarının yerine getirilmesinde yatıyor." ifadelerini kullandı.
Pakistan
Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mümtaz Zehra Beluç, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, işgalci İsrail'in Filistinlilere etnik temizlik uyguladığını belirterek, "Pakistan başkenti Kudüs olan Filistin devletini destekliyor." ifadelerini kullandı.
Beluç, Pakistan'ın bugün BM Genel Kurulu özel oturumunda ateşkese yönelik bir ilerleme olacağını umduğunu, işgalci İsrail'den Gazze'ye yönelik kuşatmasını kaldırmasını ve ülkesinin koşulsuz ateşkesi talep ettiğini vurguladı.
KKTC
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konuya ilişkin, "Yanı başımızda işgalci İsrail-Filistin ekseninde devam etmekte olan çatışmalarda her hal ve şartta insani dokunulmazlığı olan hastaneyi vurmak, çoluk çocuğun, kadınların, yaşlıların ve tüm yaralıların canına kastedip, savunma adına masum sivillere saldırmak savaş suçudur. Ümit ederim ki BM ve AB de dahil uluslararası toplum bu vahşete son vermek için kınamaktan öte somut bir adım atar. Temennim, bir an önce diplomasinin devreye girmesi, diyalog ve uzlaşı yoluyla sivillere yönelik şiddetin sona ermesidir." diye konuştu.
Afrika ülkeleri
Afrika Birliği (AfB), Filistinli ile işgalci İsrail arasında derhal çatışmaların durması ve sivillerin hayatlarını korumak için koşulsuz olarak müzakere yapılması gerektiğini belirtti. AfB, krizin ana nedeni olarak Filistinlilerin bağımsız ve egemen devlet talebinin reddedilmesini gösterdi.
Güney Afrika yönetimi "Uluslararası kabul görmüş 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan, işgalci İsrail ile barış içinde yan yana var olan Filistin devletinin kurulması" gerektiğini bildirdi.
Sudan hükümeti de Filistin halkının bağımsız devlet kurma meşru haklarına verdiği desteği yineleyerek, masum sivillerin korunması çağrısında bulundu.
Nijerya'dan çatışmaların sivilleri olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, "müzakere ve barışçıl çözüm" çağrısı yapıldı.
Senegal yönetimi yaptığı açıklamada, işgalci İsrail ile Filistin arasındaki gerilimden endişe duyulduğu belirtilerek, tarafları, "insani durumu daha da kötüleştirmekten kaçınılmaya ve itidale" çağırdı. Açıklamada, Birleşmiş Milletler Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Kullanılması Komitesine Başkanlık eden Senegal'in iki devletli çözümü desteklediği hatırlatıldı.
Tanzanya, çatışmaların sivilleri olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, "müzakere ve barışçıl çözüm" çağrısı yaptı.
Uganda da işgalci İsrail ve Filistin'de yeniden şiddet olaylarının ortaya çıkmasının üzüntü verici bir durum olduğunu belirterek, barışçıl çözüm çağrısında bulundu.
Orta Doğu
İslam İşbirliği Teşkilatından (İİT) 13 Ekim'de yapılan yazılı açıklamada, "İİT’nin işgalci İsrail işgal güçlerinin Gazze’de sivil hedeflere yönelik saldırılarını şiddetle kınandığı" kaydedilerek, söz konusu düşmanca saldırıların derhal durdurulması istendi.
Açıklamada, "İİT Genel Sekreteri Yusuf el-Useymin, abluka altındaki Gazze’de yaşayan Filistin halkına karşı yapılan askeri saldırıların sorumluluğunun işgalci İsrail’e ait olduğunu vurgulamakta ve uluslararası toplumu İsrail’e baskı yaparak ateşkes için harekete geçmeye çağırmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Arap Birliği'nden 13 Ekim'de yapılan açıklamada da Filistin halkının güvenliğinin sağlanmasının uluslararası toplumun bir görevi olduğunun altı çizilerek, uluslararası toplum ateşkes için müdahaleye davet edildi.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Mısır'da 11 Ekim'de düzenlenen Arap Birliği dışişleri bakanları olağan dışı toplantısında, "Gazze'deki Filistinliler derhal durdurulması ve kınanması gereken bir katliama maruz kalıyor." ifadelerini kullandı.
Ebu Gayt, 21 Ekim'de düzenlenen Kahire Barış Zirvesi'nde de uluslararası toplumun derhal ateşkes sağlanması ve Gazze halkına yardım için güvenli insani koridorların açılması konuları üzerinde çalışması çağrısında bulundu.
Suudi Arabistan, işgalci İsrail'in yoğun saldırı ve tam abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde halkın göçe zorlanması çağrılarını reddederek, sivillerin hedef alınmasını kınadı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından 13 Ekim'den yapılan açıklamada, uluslararası topluma Gazze'deki sivillere yönelik saldırıların durdurulması ve insani felaketin önlenmesi için hızla harekete geçme çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, "Suudi Arabistan, Filistin halkının Gazze'den zorla yerinden edilmesi çağrılarını kesin bir şekilde reddettiğini ve Gazze'de savunmasız sivillerin hedef alınmasına devam edilmesini kınadığını teyit eder." ifadesi kullanıldı.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 25 Ekim'de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı ortak basın toplantısında, işgalci İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik kara harekatının durdurulması çağrısında bulundu.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığının 18 Ekim'deki yazılı açıklamasında, uluslararası topluma, "daha fazla can kaybını önlemek ve işgal altındaki Filistin topraklarında durumu daha da alevlendirmekten kaçınmak adına acil ateşkes sağlanması için çaba gösterme" çağrısı yapıldı.
Taliban geçici hükümetinin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahhar Belhi de Taliban yönetiminin BM, İİT, insan hakları alanında faaliyet gösteren kurumlar ve ülkelerin hükümetlerine işgalci İsrail'in saldırılarını durdurmaları için harekete geçme çağrısında bulunduğunu kaydetti.
İşgalci İsrail saldırılarının durmaması halinde bölgedeki durumun kontrolden çıkabileceğini belirten Belhi, "işgalci İsrail zulmüne bazı ülkelerin açık desteği ve diğerlerinin sessizliği siyonist rejimi, vahşetini sürdürmeye teşvik etti. Devam eden soykırımın derhal sonlandırılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması çağrısında bulunan Filistinliler, ülke ve kuruluşlarla dayanışma içerisindeyiz." ifadelerini kullandı.