Hayat; yaşamak, canlı olmak, diri kalmaktır. Varlığın daim olması, devamında değer bulması hayat iledir. Kur'an; okumak, açıklamak, beyan etmektir. Varlığın kaim olması, kıyamında sebat bulması Kur'an iledir.
Yunus Emre,
“Her kim Kur’an bilmedi, Sanki cihana gelmedi.” sözüyle, insanın soluk alıp verirken canına can katanın, yüreğini parlatanın, nefesini çoğaltanın ilahi kelam olduğuna işaret eder.
Hayatın içindedir Kur'an, ta merkezinde, dip bucak köşelerde değil. Anlaması kolaydır peygamber izinde, kör tuzak zihinlerde değil.
“Okunan” Kur'an'ı “Yaratan Rabbinin adıyla” (Alak, 96/1.) okurken kendini de okur insan ve dünya tezgâhında ömrünü dokur.
Önce geçmiş gelir gözünün önüne. Kırgın olduğu, dargın durduğu, neden diye sorduğu anlar, koşar durur oradan buraya. Kimine kızar, kimine bozulur, keşke der pişman olur üzülür. Bazısına gönül koyar, bazısına hak verir, şimdiki aklım olsaydı sözü dökülür.
Sonra gelecek dikilir karşısına. Kaygı duyduğu, endişe ettiği, acaba dediği sualler savrulur sağdan sola. Kimine ağlar, kimine bel bağlar, ah keşke der umut eder. Doluyu boşaltır, boş olanı doldurur, sonra da o gün gelsin bakalım der: “Mevlam görelim neyler.” Kur'an böylece bir araya getirendir. Geçmiş ile geleceği buluşturan, bugünü net bir şekilde gösterendir.
İnsan okur, aslını da okur beraberce. İster gündüz, ister gece, çıkardığı her hece, hakka götürür böylece. Beyan oldukça ayetler, ayan olur sûretler, kendini bulur insan. Harfleri okudukça diller, birleşir de kelimeler, mana bulur lisan.
Bir çocuğun yüreğinde açar gül gonca, bir gencin kalbinde yer eder sıkıca, bir yaşlının dilinde ömür sürer doğruca bu kelam. Bir hastanın bedeninde şifadır, yolunu kaybedenlere hüdadır, bir dertlinin gönlünde bir esenlik bin selam.
“Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerdeki hastalıklara bir şifa, inananlara bir rehber ve rahmet gelmiştir.” (Yunus, 10/57.) ayeti gösterir ki; “Aziz Kitap” her tür kalbî marazlara reçete yazar.
“Allahım …Senden Kur’ân’ı kalbimin baharı yapmanı, sıkıntı ve kederlerimin giderilmesini dilerim.” (Ahmed b. Hanbel, 1/391, 452) nebevi sözü de müjdeler ki; “Kerim Kitap” her mevsim gönül kışına, bahar sunar.