Müslümanlar ilim ve medeniyetin öncüleridir

Müslümanlar, İslam’ın ilk emri olan “Oku” buyruğun ışığında çağlar boyunca ilme, eğitime, okumaya önem verilmiş, mekteplerde, medreselerde nice bilim insanı yetişmiştir. Mekke’den Medine’ye, oradan dünya yayılan İslamiyet, muhatap olduğu toplumların öncelikle zihinlerini yeniden yapılandırmıştır. Beytül Hikme’den itibaren dünya bilim mirasından istifade eden Müslümanlar, tıp, felsefe, matematik, fizik, kimya alanlarında dünyada elde edilmiş bütün keşifleri ve kuramları Arapçaya tercüme etmişlerdir. Bu sayede hem İslam coğrafyasında irili ufaklı pek çok aydınlanma gerçekleşmiş, İslam âlimleri birikimlerini kendisi dışındaki medeniyetlere de aktarmışlar ve onları etkilemişlerdir. Endülüs’ten Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada Müslümanlar yüzyıllar boyu dinî ve dünyevi ilimlerin lokomotifi olmuşlardır. Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd, Biruni, Akşemseddin ve Uluğ Bey gibi hem kendi dönemini hem de geleceği aydınlatan yüzlerce âlim yetişmiştir.

---

Her iyilik sadakadır. Mümin kardeşini güler yüz ile karşılaman da kendi kabındaki şeyden ihtiyacı olan birinin kabına aktarman da bir iyiliktir. (Tirmizî, Birr, 45)