Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığı tarafından 81 ildeki 491 Aile ve Dini Rehberlik Büro/Merkezinde görev yapan 3 bin 996 personelin katılımıyla çevrim içi aylık konferanslar düzenleniyor.
"Aile Değerlerimizin Korunması ve Gelecek Nesillere Aktarılması" temasıyla çevrim içi gerçekleştirilen Eylül ayı programına Mimar Sinan Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Sadettin Ökten konuşmacı olarak katıldı.
Aile ve Dini Rehberlik Dairesi Başkanı Dr. Elif Arslan'ın takdimi ve Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi’nin açılış konuşmaları sonrasında aile değerlerinin önemini vurgulayarak sözlerine başlayan Prof. Dr. Sadettin Ökten, ailenin ahit ve akitten ibaret olduğunu, akdin, nikah kıymak anlamına geldiğini; ahdin ise sevgi, sadakat ve muhabbetten müteşekkil olduğunu vurguladı.
Muhabbetin manevi boyutuna dikkat çeken Ökten, eşler arasındaki iletişimin şefkat, merhamet ve hürmet ekseninde neşet etmesi gerektiğini söyledi. Gerçek muhabbetin ancak ruha yönelik olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ökten, fiziki varlığa yönelik duyguların hakiki sevgi olamayacağını, ancak kalplerin samimi yakınlaşmasıyla meveddetin hasıl olabileceğini vurguladı. Tıpkı bir bebeğin anne sütüne olan ihtiyacı gibi, eşlerin de bu meveddete ve sevgiye muhtaç olduğunu; her konuda olduğu gibi evlilik müessesesinde de bir bedelinin olduğunu ifade eden Ökten, huzuru sağlayacak kuralları tesis ederek şahsi menfaatlerden taviz vermenin ve “ben”den kurtularak “biz” olmanın evliliğin sağlıklı temeller üzerinde yükselebilmesi için çok mühim bir husus olduğunun altını çizdi.
Gerçek muhabbetin, ancak insanın deruni cevherine yönelik oluşabileceğini ifade eden Ökten, Muhammedi bir edeple eşlerin birbirlerine göstereceği hürmetin sonucunda huzurlu yuvaların inşa edilebileceğini ve bu sayede Allahu Teala’nın kullarına sunduğu en büyük nimetlerden biri olan çocukların şahsiyet sahibi bireyler olarak yetişebileceklerini sözlerine ilave etti.
Ebeveyn-çocuk ilişkisinde salahiyet ve mesuliyet dengesinin ehemmiyetine vurgu yapan Ökten, bir önceki nesillerin de mutlaka aile hayatına dahil edilmesi suretiyle çocukların yaşlıların hayatına şahit olmalarının çok büyük önem arz ettiğini belirtti.
Niyet, fiil ve neticelerin arasına mutlaka “takdir” kavramının da yerleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sadettin Ökten, kişinin kaderini sevmesi gerektiğini, dünya üzerinde meydana gelen bütün olayların kader bağıyla birbirine bağlı olduğunu, çocuğun ileride yaşayabileceği olası başarısızlık durumlarında derin ruhi çöküşler yaşamaması için tövbe ve nasip ilişkisinin idrakinde olarak yetiştirilmesinin gerektiğini ifade etti.