Sünnetin Yardımcısı, Şâfiî Mezhebinin İmamı, Büyük Müctehid İmam Şâfiî

Doğumu: 150/767 Gazze
Vefatı: 19 Ocak 204/820 Mısır

Dokuz yaşlarında Kur’an’ı ezberledi; on üç yaşında iken Mescid-i Harâm’da Kur’an okutmaya başladı.
Yaklaşık on yıl ders göreceği Mâlik b. Enes’e gitmeye karar verince Muvaṭṭaʾı ezberledi.
Bağdat’ta göz hapsinde tutulan Şâfiî bu sırada İmam Azam’ın talebesi Şeybânî’nin derslerine devam etti.
Hayatı Mısır öncesi ve sonrası olmak üzere iki dönemde ele alındı.


Birinci döneme ait görüşlerine mezheb-i kadîm (eski görüş), ikinci döneme ait olanlara ise mezheb-i cedîd (yeni görüş) denildi.
Nebevî sünneti, Kur’an’ın doğru anlaşılmasının ve yanlış yorumlardan korunmasının güvencesi olarak gördü. 
Gecenin bir bölümünü ibadetle geçirir, rehavete yol açıp çalışmaya ve ibadete engel olduğu için fazla yemezdi. 


En Önemli İki Eseri: 
el-Üm: Yeni dönem fıkıh düşüncesini en ayrıntılı biçimde yansıtan ve mezhebin ana kaynağını oluşturan eseri.
er-Risâle: Fıkıh usulüne dair görüşlerini ihtiva eden ve fıkıh usulü alanında günümüze ulaşan ilk kitap olması bakımından önem taşıyan eseri. 

İmam Şafii’nin diğer eserleri: Ahkâmü’l-Kur’an, Es-Sünen, İhtilâfü’l-Hadîs,  EI-Mevâris, Müsnedü’ş-Şâfiî, Edebü’1-Kâdi, El-Eşribe, Fezâil-i Kureyş, Es-Sebku ve’r-Remy.

İmam Şafii Resulullah (sas)’ın sünnetine sıkı sıkıya bağlı idi. Bağdatlılar ona “Sünnetin Yardımcısı” lakabını vermişlerdi.

  •  Ahmed b. Hanbel onun hakkında; “Şafii, Allah’ın kitabı ve Resûlü’nün sünneti konusunda insanların en fakihi idi” demiştir.

Samimi bir dindarlığı şiâr edinen Şâfiî’nin çeşitli bilgilerin yararı hakkında şöyle dediği nakledilir: “Kur’an öğrenenin saygınlığı artar, fıkıhla meşgul olanın değeri yükselir, hadis yazanın delilleri kuvvetlenir, dil üzerine yoğunlaşanın tabiatı incelir, matematiğe yoğunlaşanın muhakemesi güçlenir, kendini korumayana ise ilmi fayda etmez” (Zehebî, X, 24).