Son zamanlarda sıkça karşılaşılan “Bu sene Ramazan ayında oruç tutulacak mı?” sorusu dikkatleri celbeden bir konu oldu. Malum olduğu üzere insanlık âlemi son günlerde zor ve sıkıntılı bir sürecin içerisinden geçmektedir. Özellikle de tarihi vesikalar incelendiğinde, ümmet ve millet olarak son iki asrın kuşağının çok büyük badireler yaşadığı ve yaşamaya da devam ettiği görülmektedir. Bu ağır imtihanların en ümit verici yanı ise milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde bu badirelerden daima galibiyetle çıkmış olmasıdır.
İnkâr edilemez bir gerçektir ki Allah, bütün çağlarda insanları bazen açlık, bazen korku, bazen mallardan ve canlardan eksiltmek suretiyle imtihan etmiştir. (Bakara, 155) Hatta “Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, ‘Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?’ diye niyaz etmişlerdi. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır” (Bakara, 214) buyrularak, zorlukların çok daha çetin olabileceği ancak bunlar karşısında imanını ve sadakatle mücadelesini devam ettirenlerin mükâfata erişeceği belirtilmiştir.
Bütün bu sıkıntı ve hastalıklara rağmen hayat devam etmekte, Hakka ve halka karşı vazifelerimiz yerine getirilmeyi beklemektedir. Bu meyanda Hakk'ın rızasının, halkın da duasının alınmasına vesile olacak yeni bir rahmet ve bereket ayı Ramazan’a kavuşmak üzereyiz. Hz. Peygamber (s.a.s.) nasıl ilk Ramazan ayını Bedir harbi esnasında yaşamasına rağmen zorluklara göğüs gerebildiyse, bu günün Müslümanları da “Allah onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir yola ulaştırır” (Mâide, 6 ) müjdesi muvacehesinde ümitsizliğe kapılmadan Allah Resulü’nü örnek alarak Ramazan’ı ihya etmelidir. Bütün bu sıkıntılara rağmen gafil olunmayıp Ramazan garip bir şekilde heba edilmemelidir. Camilerimiz kapalı ama gönüllerimiz açıktır. Mescitlerimiz kapalı ama ailelerimizle birlikte namaz kılabileceğimiz evlerimiz açıktır. Nitekim Allah’ın (c.c) “Evlerinizi namaz kılınan yerler yapın” emrine uyarak hanelerin mescit kılınacağı gün bu gündür. (Yûnus, 87) Hz. Peygamberin; “Yeryüzü bana mescit kılındı” hadisinin ihyasının neşvünema bulacağı gün bu gündür. (Müslim, 523/5) Kendilerine yaşlı demekten içtinap edip “hayır” kelimesinden ilham alarak “ihtiyar” ismini verip ailelerimiz için hayırlarını murat ettiğimiz büyüklerimizin bilgi ve tecrübelerinden, evlerdeki imametinden istifade edilecek gün bu gündür.
İşte herkesin kendi hanesinde kalarak müstefit olmaya gayret edeceği bu Ramazan’da “Sahur yapın çünkü sahurda bereket vardır” buyuran Hz. Peygamber’in çağrısına uyarak sahur bereketi ile Ramazan mektebine kayıt yaptırmaya karar veren samimi müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. (Buhari, Savm, 20)
“Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de takvaya erişesiniz diye oruç farz kılındı” emrine itaat edip oruç tutarak sıhhat bulmaya karar veren, takvaya koşan sabırlı müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. ( Bakara, 183)
“Allah’ın en sevdiği amel, konup göçenlerin yani Kur’an’ı hatmedip yeniden başlayanların amelidir” müjdesine nail olabilmek için ailesi ile mukabele okumaya karar verip konup göçerek bayramı hak eden müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. (Tirmizi, Kuran, 11)
“Namazlarınızı koruyun ve özellikle orta namaza dikkat edin” emrine uyarak her namazı orta namaz bilip o huşu ile eda etmeye çalışarak ailesine cemaat sevabı alma kadirşinaslığını göstermeye gayret eden müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. (Bakara, 23)
“Yarım hurmayla da olsa nimetlerinizi paylaşarak cehennem azabından korunun” buyuran Hz. Peygamber’in tavsiyesine uyan ve “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse iftar ettirdiği oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır” müjdesine nail olmak için iftarlarda helal kazancını paylaşarak muhtaçlara yardım etmeye çalışan müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. (Buhari, Zekât, 9; Tirmizi, Savm, 82)
“Onların mallarından sadaka al ki hem onları hem de mallarını temizleyip arındırasın” emri gereğince fitre ve zekâtlarla infakta bulunup arınarak bayramı hak etmek isteyen müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. ( Tevbe, 103)
Hz. Peygamber; “Allah Ramazan günlerinde oruç tutmayı farz kıldı, ben de gecelerinde teravih namazı kılmayı sünnet kıldım. Kim Allah’a inanıp mükâfatını yalnız ondan bekleyerek orucunu tutup namazını kılarsa annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olur” buyurduğu için günün bütün yorgunluğuna rağmen teravih namazı kılmak için ailesini kıyama çağıracak olan müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. (İbn Mâce, Salat, 173)
“İçinizden hasta veya yolcu olanlar başka günlerden sayısınca orucunu tutar” ruhsatına binaen hasta veya yolcu olduğu için oruç tutamayacak olup üzüntüyle şifa bekleyen kardeşlerimize yüce Allah, “Şafi” ismi ile tecelli eylesin, Ramazan-ı Şerifleri hayırlı olsun. (Bakara, 184)
“Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine kötü söz söyler ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin” emri gereğince ve “Kim yalan konuşmayı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez” uyarısı mucibince af ve merhamet yolunu tutmaya, her türlü şiddet ve dehşetten uzak durmaya söz veren müminlerin Ramazan-ı Şerifi hayırlı olsun. (Buhari, Savm, 9; Buhari, Savm, 8; Edeb, 51)
Allah ümmet-i Muhammed’e yine yeniden camilerde, iftar sofralarında, mukabelelerde sağlık ve afiyet içerisinde, bir ve beraber olarak Ramazanlar yaşamayı en kısa zamanda nasip eylesin.