“Her kim Allah rızası için bir mescit inşa ederse, Allah Teala da ona cennette onun gibi bir köşk inşa eder.” (İbn Mace, el-Mesacid ve'l-Cemaat)
Bir kum tanesinden ne olur deme! Kum taneleri bir araya gelir taş olur. Taşla ne yapılır diye söylenme! Taşlar bir araya konur duvar olur. Bir bakarsın o duvarın çevrelediği yer seni hem bu dünyada hem ahirette ferahlığa kavuşturur! Camilerimiz! Yeryüzü İncilerimiz! Bizim, ufkumuzu açan; her birimizi ufuklar ötesine götüren duygularla, saran mübarek mabetlerimiz!
İslam mimarisinde, Yeryüzü İncileri bir külliyeyi oluşturan eserlerdir genellikle! Zira, yalnızca duygularla yüreğimizi sarmak değil, bilgilerle de benliğimizi oluşturmaktır asıl gaye!
Camiye adı verilen Gazi Hüsrev Bey, babasının Adana Muhafızlığı görevi sırasında şehid düşmesinin ardından annesi Selçuk Hatun ile İstanbul’a geliyor. Payitahtta ne kadar zaman kaldığı tam olarak bilinmese de bir sultanzade olarak iyi bir eğitim almış olduğu muhakkak! Aldığı eğitimi, öğrendiği her bilgiyi ilerleyen yıllarda cenk meydanlarında kullanıyor elbette! Çeşitli sancaklarda görev yaptıktan sonra yaklaşık 20 yıl boyunca da Bosna Sancak Beyliği vazifesini üstleniyor. Bu süre zarfında hem kişiliği hem de yaptıklarıyla halkın sevgisini kazanıyor. Onun en büyük eserlerinden ve yapıldığı dönemde Balkanlar’ın en büyük camilerinden biri olan bu mabet, bütünüyle kesme taştan yapılmış. Aynı zamanda caminin tek minaresi ve bu minare üzerinde de tek bir şerefesi bulunuyor. Kısacası, Gazi Hüsrev Bey Cami, İslam’ın salih kullarına yakışan tevazuyu gözler önüne seriyor. İçine girdiğinizde sizi, caminin 26 metre yüksekliğindeki ana kubbenin altında, beyaz duvarların üzerine hat sanatının zarafetiyle yazılmış ayetler karşılıyor (bir ayet). Caminin köşelerinde ve pencere eşiklerinde yer alan oymalar ise, İslam mimarisinin inceliklerini sergiliyorlar.
Gazi Hüsrev Bey Cami, yapıldığı dönemde olduğu gibi bugün de Saraybosna’nın merkezinde olduğundan, hayatın akışından hiç kopmamış! Her daim, müminlerle birlikte kalıp, Yaradan’a açılan ellere, O’nun için secdeye giden alınlara ev sahipliği yapmış. Yapmaya da devam ediyor. Camide, 1541 yılında hayatını kaybeden Gazi Hüsrev Bey’in vasiyeti üzerine, her gün öğle namazının eda edilmesinin ardından hatimler okunuyor.
Gazi Hüsrev Bey Cami, yapıldığı günden bugüne dek çeşitli eklemelerle genişletilmiş. Gazi Hüsrev Bey’in annesi Selçuk Hatun’un adını taşıyan bir medrese, bir tekke, misafirhane, imaret ve hamam gibi yapılar zaman içerisinde külliyenin bir parçası haline gelmiş.
Bugün hala ayakta olan bu eşsiz külliyenin medrese kapısında, “Bu bina, bilimi ve Allah (cc) sevgisini dualarla arayanlar için yapıldı. Dinin savunucusu Gazi Hüsrev, iyi niyetin kaynağı ve adaletin gururudur" yazıyor. Ne mutlu ki, Bosna Hersek’in Müslüman halkı, bugün hala Gazi Hüsrev Bey’i anıyor, yaptıkları için minnet duyuyorlar! Ne buyurmuştu Hz. Peygamber (sas)!
“Her kim Allah rızası için bir mescit inşa ederse, Allah Teala da ona cennette onun gibi bir köşk inşa eder.”
Hz. Peygamber’in (sas) bu mübarek hadis-i şerifiyle hatırlanabilecek birini unutmak mümkün mü?