Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla...
Sana dağları soruyorlar. De ki: “Rabbim onları un ufak edip savuracak. ﴾105﴿
Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak. ﴾106﴿
Orada artık ne bir kıvrım ne de bir tümsek görürsün. ﴾107﴿
O gün herkes çağırıcıya uyar; ondan kaçıp kurtulma imkânı yoktur. Rahmânın heybetinden sesler kısılmıştır; artık çok hafif sesler dışında bir şey işitemezsin. ﴾108﴿
O gün -rahmânın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseler müstesna- şefaatin bir yararı olmaz. ﴾109﴿
Onların önlerinde ve arkalarında olanı O bilir. Onların bilgisi ise O’nu kuşatamaz. ﴾110﴿
Diri ve her şeyin varlığı kendine bağlı olan Allah’ın huzurunda yüzler (başlar) hicapla eğilmiştir; zulmü yüklenmiş olan ise hüsrana uğramıştır. ﴾111﴿
Mümin olarak dünya ve âhiret için yararlı iyi işler yapan kimseye gelince, o ne büsbütün, hatta ne de kısmen haksızlığa uğramaktan korkar. ﴾112﴿
İşte, sakınsınlar yahut hatırlamalarını sağlasın diye onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda uyarılarımıza tekrar tekrar yer verdik. ﴾113﴿
Gerçekliğinde şüphe bulunmayan, her şeye hükümran olan Allah yüceler yücesidir. Sana vahyi tamamlanmadan Kur’an’ı okumada aceleci davranma ve “Rabbim! İlmimi arttır” de. ﴾114﴿
Biz daha önce Âdem’den söz almıştık, fakat o unuttu; biz onda yeterli bir kararlılık görmedik. ﴾115﴿
Yüce Allah doğru söyledi.
Okuyan: Adem Kemaneci
Meal: Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an Yolu Meali