Yüce Allah, diğer canlılardan farklı olarak insana akıl ve irade verdi. Onu seçkin kıldı ve çeşitli kabiliyetlerle donattı. Verdiği kararları uygulayabilme özgürlüğü sundu. İradesini haktan, doğrudan, iyiden yana kullanmasını, özgürlük alanını sorumluluk bilinci içinde değerlendirmesini istedi. Sonuçta dünya hayatı bir imtihan… Bu sebeple sorumsuz davranışlar ya da gelişigüzel kararlar da bu imtihanın ruhuna aykırıdır.
Sorumluluk, insan hayatına yön verir, onu amaçsız yaşamaktan kurtarır. Sorumluluk sahibi insan da hayatta sadece imkân ve nimetlerin değil, vazifelerin de olduğunu bilir. Haklar kadar sorumluluklara da değer verir. Sorumluluklarını yerine getiren insan, mutluluk ve huzur sahibidir.
Ancak Allah-u Teâla’nın akıl ve irade sahibi kullarına yüklediği sorumluluklar, ancak onların gücünün yettiği kadardır. Allah, unutarak ya da hatayla yapılan günahlardan dolayı kullarını sorumlu tutmaz. Kalplerinden geçirdikleri kötü düşünceleri fiile dönüştürmedikleri takdirde onları affeder.