Alemlerin Rabbinin (cc) ve O’nun Resulünün (sas) adını anmak ne güzeldir! Kalpte iman, dilde dua, elde Kur’an! Gözler ne yana çevrilse, bir hakikat, bir nimet! Kulda ise olmalı ki gayret; ibadetten, hayırdan, salih bir kul olmaktan başka yoktur servet! Bizler ki, ümmeti Muhammediz! Gül kokulu bir peygamber ümmetiyiz!
“Bahçıvan boşuna yorulmasın; gül bahçesini sele versin! Çünkü bin gül bahçesini sulasa senin yüzün gibi bir gül açılmaz.” (Fuzûlî, Su Kasîdesi)
Âdemoğlu yüzyıllardır yaşadığı tabiata bakınca, yaptığı hemen her eseri ortaya çıkarmak üzere etrafındaki güzelliklerden esinlendi. İşte böylesi bir ilhamın eseri karşımızdaki! Gül pembesi bir inci Putra Cami! Gülün güzelliği, tabiatın o huzur veren ahengi sinmiş üzerine sanki! Şöyle bir bakınca bile açılıyor insanın içi! Alışılagelmişin dışında Putra Cami’nin mimarisi ve rengi!
Neden mi? Tasavvufi sembolizmde gül, “İlâhi Güzelliği” ifade ettiği gibi Alemlerin Peygamberi (S.A.S.) Efendimizi de temsil etmektedir. Bu, tüm dünya Müslümanları arasında da öylesine benimsenmiştir ki, mevlidlerde ikram edilen gül suları, Gül-i Muhammedi adı verilen Hilye-i Şeriflerin ortaya çıkması gibi pek çok gelenek kaynağını buradan alır. Kısacası gül ve gül rengi, bizler için ayrı bir kıymet taşır! İşte bu kıymeti nedeniyle Putra Cami’nin, yeryüzündeki bu eşsiz incinin rengidir gül pembesi!
Malezya’da başkent Kuala Lumpur’dan sonraki en önemli şehir, aynı zamanda idari başkent olan Putrajaya’da; şehrin su ihtiyacının karşılanması için yapılan gölün kıyısında yer alıyor Putra Cami. Caminin, bir masal diyarındaymış gibi hissettiren görüntüsü, gölün yansımalarıyla birleşince daha da ihtişamlı hale geliyor. Bu görüntü her yıl Putra Cami’nin pek çok fotoğraf sanatçısı tarafından da ziyaret edilmesine vesile oluyor. Öyle ki, dünyanın en çok turist çeken camilerinden biri burası. Üstelik, camiyi ziyaret eden yabancılara, mübarek dinimizin esaslarına ilişkin özlüce bir anlatımın yer aldığı broşürler de dağıtılıyor. Bu bilgilendirici uygulama, Putra Cami’ni, rengi ve mimarisi dışında, bir yönden daha farklı ve dikkate değer kılıyor.
Cami, dış avlusuna adım atıldığı andan itibaren her detayıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Gül rengi granitleri, gül şeklini andıran kubbesi ile bu müstesna mabette her şey eşsiz bir uyum içerisinde. İki yıllık inşa sürecinin ardından 1999 yılında ibadete açılan Putra Cami’nde, aynı anda 15 bin mümin namazını eda edebiliyor. Caminin 5 katlı olması ise İslamiyet’in 5 şartını temsil ediyor. Avlusundaki süslemeli havuzlar, caminin görkemini beslerken; iç kısmındaki sütunlar heybetini daha çok gözler önüne seriyor. Duvarlardaki oyma ve işlemeler, derinlikli, eşsiz güzellikleriyle insana sabrı; hayra kavuşmak üzere verilen zahmeti hatırlatıyor. Halk arasında Pembe Cami olarak anılan Putra Cami, Malezya’nın İslam mimari anlayışına kattığı değerlerle de biliniyor. Neredeyse Malezya’daki tüm camiler, Çin, Hint, Osmanlı ve genel olarak geleneksel İslam mimari anlayışının modern yorumları olarak karşımıza çıkıyor.
Buradaki mimari çeşitliliğe şaşırmamak gerek. Ne de olsa Malezya’da farklı kültürlerden milyonlarca insan bir arada yaşıyor. Her biri farklılıklarına göre değil, İslam’ın kardeşlik esaslarına uygun bir hayat sürüyor. Hal böyle olunca bu birliktelik mimaride de kendini gösteriyor! Kardeşlikten ötesi düşünülebilir miydi sanki? Her daim hatırlamalı ki Hz. Peygamber (sas), kendisine “İman Nedir?” diye soranlara “Sabırlı ve müsamahakâr olmak” diyerek cevap vermişti!