Bir gün Peygamber efendimiz mescitte itikafta iken, eşi Hz. Safiyye onu ziyarete gider; Peygamberimiz (sas), onu uğurlarken yolda ensardan iki adamla karşılaşırlar. Her ikisi de Resülullah'ı görünce adımlarını hızlandırırlar. Bunun üzerine Peygamberimiz (sas), "Durun!" der ve onlara yaklaşarak, "Bu yanımdaki kişi (eşim) Safiyye bnt. Huyeyy'dir." deyince, ensardan sahabiler, "Sübhanallah! Biz sizin hakkınızda nasıl kötü düşünebiliriz?" derler. İşte bunun üzerine Peygamber efendimiz, "Şeytan insanın damarlarında kanın dolaştığı gibi dolaşır." der.

Bu olay, suizana kapılmanın ne kadar kolay ve insanın tabiatına ne kadar yakın olduğunu gösterir. Hepimizin içinden bazen, karşı tarafa yönelik asılsız şüpheler, önyargılar geçebilir.

İşte bu noktada, Hz. Peygamber’in yaptığı gibi, açıklık ve şeffaflıkla hareket etmek, karşımızdaki insanın bu tür kötü zanna kapılmasını engellemek büyük önem taşır. Çünkü kötü zan, kalplerde fitneye, ilişkilerde bozulmaya ve güven bunalımına yol açar.

İyi niyet ve hüsnüzan ise insanları birbirine yaklaştırır, güveni pekiştirir. Unutmayalım ki, suizan, şeytanın bir tuzağıdır ve bu tuzaktan korunmanın yolu da her daim temiz kalpli, açık ve dürüst olmaktan geçer.