Yoksullarla dayanışma

Bir topluluk veya toplum içinde yaşayan her insanın, toplumda bulunan diğer insanlara karşı yerine getirmesi gereken birtakım görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Bunlardan biri de, fakir ve yoksul kimselerin yardımına koşmak ve maddi sıkıntılarını gidermektir. Bu hususlar da sosyal dayanışma ruhunun bireylere kazandırılmasıyla mümkündür. Sosyal dayanışma, toplumdaki her ferdin, kendi üzerinde topluma karşı yerine getirilmesi gerekli olan birtakım görev ve sorumlulukların bulunduğunu hissetmesi ve imkânları nispetinde toplum yararına sağlamış olduğu maddi ve manevi katkılarıdır. Sosyal dayanışma bilincine sahip olan insanlar, fakiri gözetir, yetimi barındırır, güçsüze yardım ederler. Böylece toplumda zayıf ve güçsüzlerin ihtiyaçlarının giderildiği bir ortam sağlanır. Zenginle fakir arasındaki uçurumlar ortadan kalkar. Karşılıklı sevgi ve saygı bağları kuvvetlenir. Bu yüzden İslam’da topluma adeta şifa olan sosyal dayanışmayı sağlamak amacıyla zekât farz kılındığı gibi sadaka ve hibe gibi yardımlaşma, infak çeşitleri de teşvik edilmiştir.

---

Gökten ölçülü olarak su indiren de O’dur. Bununla ölü bir beldeye yeniden hayat veririz. İşte siz de böyle diriltilip çıkarılacaksınız.  (Zuhruf, 43/11)