"Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine de olsa adaletten asla ayrılmayan, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın." (Nisâ, 4/135)

Yöneticilerin adaletli davranmaları kadar tanık ve bilirkişi durumunda bulunanların da âdil olmaları gerekir. Ancak bazı insanlar duygularına yenik düşebilmektedirler. Mâide sûresi 8. ayette başkasına karşı duyulan öfkenin bizi adaletsizliğe sevk etmemesi gerektiği bildirilmişti. Bu ayette ise, bazı kişilere duyduğumuz sevginin de bizi adaletsizliğe sevk etmemesi gerektiği bildirilmektedir. Peygamberimiz de, hırsızlık yapan bir kişi kızı Fatıma bile olsa cezalandıracağını bildirerek hukuk önünde herkesin eşit olduğunu açıklamıştır (Buhari, Hudud, 12).

Karşıdaki kişinin yakınımız veya zengin olmasına bakmaksızın doğru olan ne ise onu yerine getirmemiz gerekir.

Kıst: Adalet, hakkı gözetme.
Hevâ: Nefsâni arzu, kötülüğe karşı eğilim.