Her yıl, milyonlarca Müslüman, hac farizasını yerine getirmek için kalplerinde yanan iman ateşi ile dünyanın dört bir yanından kutsal topraklara doğru yola çıkar.

Ülkemizden de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın önderliğinde, binlerce Türk vatandaşı, büyük bir özlemle, dillerinde telbiye ve dualarla düşer Kâbe yollarına.

Bu mübarek yolculukta, hacı adaylarının güven içinde, sağlık ve huzurla ibadetlerini yerine getirebilmeleri için, Diyanet İşleri Başkanlığı büyük bir titizlikle hizmet sunar. Konaklamadan yemeğe, ulaşımdan sağlığa, Fetva ve irşada kadar sunduğu tüm hizmet alanlarının en ince ayrıntıları düşünülerek, kutsal görevin ifası kolaylaştırılmaya çalışılır.

Hazreti Peygamberin hatıralarıyla dolu bu bereketli yolculukta hacı adaylarının hizmetini yürüten isimsiz kahramanlar vardır. Mavi yelekleriyle görürüz onları. Gece gündüz fark etmeksizin hacı adaylarının ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir özveriyle çalışırlar.

Kabe’yi tavaf ederken, o muazzam atmosferde ellerin semaya açıldığı, yakarışların göz yaşlarına karıştığı metaf alanında hacı adaylarına rehberlik ederler. Safa ve Merve arasında say yaparken Hacer annemizin yavrusu İsmail için koşturduğu anları, çaresizliği, Rabbe yakarışını ve sığınışını anlatırlar. Hacı adaylarıyla birlikte dünyanın tüm çocuklarının iyiliğe erişmesi için dualarla adımlarlar iki tepe arasını.

Mavi yelekleriyle görürüz onları, Gazze garajında güneşin değdiği her şeyi yaktığı anlarda Beytullah’tan dönerken karşılarlar bizi, kavurucu sıcağa rağmen oradadırlar. Mütebessim çehreleri bir esenlik ve güven verir. Otobüslerin başında beklemektedirler. Sizi karşılar ve servisinize yerleştirirler. Nöbet nöbet devrederler bu mesuliyeti. Hiç boş bırakmazlar görev yerlerini. Bir mavi yelekli gelir, sonra gider diğer mavi yelekli.

Bazen direksiyon başında, bazen pasaport, bazen biletleme işlemlerinde bulursunuz onları. Ya da bir telefonun ucunda. Siz evinizden çıkıp yine evinize dönünceye kadar attığınız her adımı planlar, takip ederler. Kimini görürsünüz kimine belki de hiç rastlamazsınız ama hepsi sabır ve sevgiyle yoğrulmuş bir hizmet sunarlar Rahmanın misafirlerine. Daima gülen yüzleriyle, kalplerindeki iman aşkıyla her bir hacı adayının ibadetlerini en güzel şekilde yapabilmeleri için çalışırlar. Zaman zaman bir hoca, zaman zaman bir arkadaş, bir dost olurlar. Sizi yalnız hissettirmezler. Onların varlığı, hac yolculuğunun her anında bir güven kaynağı olur hacı adaylarına.

Bir bakarsın ki toplamış hacı adaylarını, büyük bir heyecanla konuşuyordur. Kulak kabartırsınız, “Bakın aziz kardeşlerim, abilerim, ablalarım. İyi bakın! Burası, Hazreti Peygamberin yaşadığı topraklar. Burası Tevhidin doğduğu yerler. Bu günlerinizin bereketinin kıymetini bilin. Rabbimizin rızasını kazanmak için kaçırılmayacak bir fırsatla karşı karşıyasınız” dediğini duyarsınız. Konuşan, dinleyen, kulak kabartan herkes gözyaşlarına boğulur ve “Ya Rabbi” der ve bir hıçkırık böler sesleri, gerisi gelmez. Kalpler aynı ritimde buluşur. Mavi yelekli manevi bir destekçidir karşınızda. Hacı adaylarının gönüllerine huzur verirler. Hazreti Peygamberin hatıraları ile dolu bu mübarek beldelerde atılan her adımda, Peygamber Efendimizin (sas) izini sürmenin ve onun sünnetine uygun hareket etmenin önemini hatırlatırlar.

Mavi yeleklilerin, din görevlilerinin özverili çalışmalarıyla bu meşakkatli bir yolculuk bir nebze olsun kolaylaşır, her hacı adayı bu kutlu vazifeyi en iyi şekilde tamamlamanın huzuruyla döner evine. Mavi yeleklilerin bu samimi gayretleri, hacıların kalplerinde derin bağlar oluşturur. Özlem ve coşku dolu bu kutsal yolculuk, hac organizasyonunun isimsiz kahramanlarının adanmışçasına gayretleri sayesinde, hayat boyu hatırlanacak manevi bir deneyime dönüşür.