9. CÜZDEN BAZI MESAJLAR
A’RAF SÛRESİ
180- “En güzel isimler Allah’ındır; bu güzel isimlerle O’na dua edin...”
İnsan, en güzel isimleriyle Allah’a yakarışta bulunmalı, yalnız Allah’a verilebilecek olan bu güzel isimleri O’ndan başkasına vermemeli, yani başka hiçbir şeyi O’na denk tutmamalı, Allah’tan başkasını tanrısal bir yücelikte görmemelidir.
En yüce varlık olan Allah’ın isimlerini, anlamlarını kavrayarak okumak, okuyanın değerini de yüceltir.
189- “Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir...”
Yüce Kitabımızda eşler, huzur vesilesi olarak tarif edilir. Mümin, eşinin mutluluğunu sağlama gayretini bırakmaz. Eşini huzura kavuşturur, eşiyle huzur bulur.
199- “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillere aldırma!”
Cahillere aldırmamak, onların tuttukları yolun yanlışlığını göstermemek, bozuk inançlarını düzeltme yönünde çaba harcamamak anlamına gelmez.
Onlara aldırmamanın mânası, kendini bilmezlerin edep ve ahlâkla bağdaşmayan kötü ve çirkin davranışlarına aynıyla karşılık vermemek, bu tür hareketler karşısında öfkeye kapılarak affedici olmaktan, iyiliği emretmekten vazgeçmemek; aksine sabırlı, hoşgörülü, kolaylaştırıcı ve bağışlayıcı olmaktır.
200- “Eğer şeytandan bir fitleme seni dürtüklerse hemen Allah’a sığın!”
Kişi, cahillerin kötülüklerine kötülükle karşılık verme duygusuna kapılırsa, bunun şeytandan gelen bir düşünce olduğunu hatırlayıp eûzü besmele çekmeli, şeytanın yanlış yönlendirmelerine kapılmaktan Allah’a sığınmalı, sabırlı ve affedici olmaya çalışmalıdır.
204- “Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve sessiz durun ki rahmete nâil olasınız.”
Kur’an’a kulak vermemek, Allah’ın hitabına kulak vermemek ve dolayısıyla bir bakıma Allah’a karşı saygısızlıkta bulunmak anlamına gelir.
Kur'an'ın rahmet ve bereketinden yararlanabilmek için Kur’an tilâveti sırasında konuşmamak ve başka şeylerle ilgilenmemek gerekir.
ENFAL SÛRESİ
2- “Müminler o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır...”
Kâmil mânada mümin olanların imanlarıyla duyguları arasında bir etkileşim vardır; Allah’ı andıklarında, kendilerine Allah’tan söz edildiğinde heyecan duyarlar, gönüllerinde korku ile coşku karışımı duygular oluşur.
Allah’ın âyetleri okundukça imanları ve inanç esaslarına bağlılıkları güçlenir.
24- “...Bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına girer.”
İnsanın aklı ve duygularında bulunan hiçbir kararı, eğilimi, duyguyu Allah’tan gizlemek mümkün değildir. Allah, çağrısına içtenlikle katılanları da menfaati için öyle görünenleri de bilir.
İnanç ve duyguların değişmesi Allah’ın kudretindedir. İnanç, duygu ve düşüncelerini güzelleştirmesi için O’na yakarmalı, Hz. Peygamber (s.a.s)’in şu duasını bol bol tekrar etmelidir:
“Ey durumları değiştiren, gönülleri evirip çeviren Rabbim! Halimi ve gönlümü güzelleştir!” (Müsned,IV,182).
25- “Sadece içinizden zulmedenlere dokunmakla kalmayacak olan fitneden sakının...”
Fitne yani “toplum içinde hukukun çiğnenmesi, adaletsizliğin yayılması” ya el birliği ile engellenecek ya da bunun zararı hak edenlerin yanında suçsuzlara da dokunacaktır.
Peygamberimiz fitne konusunda ümmetini uyarmış, “Toplumda pislik çoğalırsa içlerinde iyiler bulunsa bile helâkten kurtulamazlar” buyurmuştur. (Buhârî, “Fiten”, 4, 28)
29- “Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar...”
Takvâ Allah’ın rızâsına aykırı davranmaktan korunmak ve sakınmaktır. Âyette takvânın şu meyvelerinden söz edilmektedir:
İnsanda iyi, güzel ve doğruyu kötü, çirkin ve yanlıştan ayırmayı sağlayan bir yeteneği, sezgi gücü anlamına gelen furkanı hâsıl eder.
Allah Teâlâ, takvâ sahibi kullarının günahlarını örter ve onları bağışlar.
Kur’an-ı Kerîm’in başka âyetlerinde de takvânın, insana problemlerden çıkış yolu sunduğu, hayat yolunda yürürken önünü aydınlatan bir nur oluşturduğu ifade buyurulmuştur (et-Talâk 65/2; el-Hadîd 57/28).
33- “... Onlar tövbe edip dururken de Allah onlara azap etmeyecektir.”
Tevbe ve istiğfara düzenli olarak devam etmek bela ve musibetlere karşı insanları korur. Allah'ın azabına müstehak olmaktan da kurtarır.
9. CÜZ/ DUA ÂYETLERİ
Â'RAF SÛRESİ
126- "...Ey Rabbimiz! Bize sabırlar ver ve müslüman olarak canımızı al!”
...رَبَّـنَٓا اَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْراً وَتَوَفَّـنَا مُسْلِمٖينَ
143- "Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tövbe ettim."
...سُبْحَانَكَ تُبْتُ اِلَيْكَ...
151- “...Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine garkeyle! Sen merhametlilerin en merhametlisisin”
رَبِّ اغْفِرْ لٖي وَلِاَخٖي وَاَدْخِلْنَا فٖي رَحْمَتِكَؗ
وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمٖينَ
155- "...(Rabbim) Sen bizim velîmizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin..."
اَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الْغَافِرٖين ( رَبَّنَا)...
156- "...Bize bu dünyada da âhirette de iyilik yaz! Şüphesiz biz sana yöneldik..."
وَاكْتُبْ لَنَا فٖي هٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ اِنَّا هُدْنَٓا اِلَيْكَؕ...