Üç aylar, ilahi rahmet ve mağfiretin varlık âlemini kuşattığı, müminlerin topluca ibadete yöneldiği aylardır.
Cenab-ı Allah'ın (cc) kulları için açtığı sonsuz lütuf kapılarının ilki Recep ayıdır.
Bu ay Müminlerin, Cenâb-ı Hakk’a iman ve ilticalarının, Resûlüllah’a itaat ve muhabbetinin bir nişanesidir.
Recep ayında, iki mübarek gece inanan gönüllere misafir olur.
Bunlardan biri Regaib gecesidir.
Regaib ne demektir?
Regaib; çok değerli hediye, bağış, içten gelerek ve yoğun bir şekilde arzu edilen şey anlamlarına gelen Arapça bir sözcüktür.
Sözlükte “kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış” anlamındaki ragibenin çoğulu olan regâib kelimesi hadis ve fıkıh literatüründe “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel” demektir.
Cenab-ı Hakk’ın, ilâhî ihsan ve manevî hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi ve samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilme ümitleri dolayısıyla, Müslümanlar tarafından heyecanla beklendiği ve gönülden arzulandığı için Recep ayının ilk Cuma gecesine "Regaib Kandili" denmiştir.
Regaib, bütün istek ve arzularımızı Allah’ın rızasına bağlamaya çalışmak demektir. Bu gece, akıp giden hayatımızda asıl kazancımızın Rabbimize yönelmek, kulluk sözümüzü tutmak olduğunu bize öğretir.
Regaib gecesiyle ilgili özel ibadet ve kutlamalar IV. (X.) yüzyılda ortaya çıkmış olup bu gecenin ilk defa kandil olarak kutlanmasına Kudüs’te 448 (1056), Bağdat’ta 480 (1087) yılında başlanmış, Gazzâlî de bütün Kudüs halkının bu geceyi ihya ettiğini söylemiştir (İhyâʾ, I, 203).
Recep ayındaki bir diğer gece ise Sevgili Peygamberimizin (sas) ümmetine emaneti olan Mescid-i Aksa ile bütünleşen Miraç gecesidir.
"Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geriye çevrilmez. Recebʼin ilk gecesi, Şabanʼın ortasında bulunan gece, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir." (Abdurrezzak, Musannef, IV, 317)