Tevazu insanı yüceltir

Mütevazı kişi Allah tarafından yaratıldığının, içinde bulunduğu nimetlerin O’na ait olduğunun bilinciyle O’nun rızasını kazanmaya çalışan kimsedir. Tevazu sahibi kişi, Allah katında üstünlüğün ancak takva ile olduğunu bilir. Diğer insanları küçümsemez; onlarla Allah’ın emrettiği şekilde kırgınlık, kıskançlık ve küskünlükten uzak, sevgi, saygı, dayanışma ve yardımlaşma içerisinde kardeşçe yaşar. İnsanlığa Kur’an ahlakını yaşayarak gösteren Hz. Peygamber onlara tevazuu da yaşayarak öğretmiş, oldukça sade bir yaşam sürmüştür. Geçmiş ümmetlerden kıssalarla insanlara kibrin afetini göstermeye çalışmış ve “...Müslüman kardeşini küçük görmesi, kişiye kötülük olarak yeter...” demiştir. Tevazu sahibi olmak Müslümanlığın gereklerindendir. Ancak her şeyde olduğu gibi tevazuda da aşırıya kaçmamak önemlidir. Zira mümin hem kendisinin hem de Müslüman kardeşinin saygınlığını ve şerefini korumakla memurdur. Müminler kendilerini hakir görenlere karşı kararlı ve asil duruşlarını korumalı, şereflerinin ayaklar altına alınmasına müsaade etmemelidir.

---

İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin (ra) Vefatı (699-767)

---

Güneş kendisine ait yerleşik bir düzene göre (yörüngesinde) akıp gider. Bu, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir. (Yâsîn, 36/38)