Akabe Biatlarını ve bu süreçten çıkarılacak dersleri anlatan Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt, “Hac, her hac eden hacı adayı için bir biat tazelemeye dönüşmelidir. Akabeye gelen, Mina’ya gelen herkes kendi biatını sorgulayıp gözden geçirmelidir.”
Hazreti Peygamber, vahiy geldikten sonra insanlara İslam’ı anlatmaya başladı. 620 yılına rastlayan hac mevsiminde ise Medine’den gelen bir grubu İslam’a davet etti.
Akabe Biatları olarak İslam tarihine geçen bu süreçte yaşananları ve Akabe Biatları’ndan çıkarılacak dersleri, Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt, Diyanet Haber takipçileri için anlattı.
Kurt, Mekke-i Mükerreme'de bulunan birçok mekanın Müslümanları Peygamber Efendimizin hatıraları ile buluşturduğunu ifade ederek, Akabe Biatları’nın yapıldığı yerde bulunan Akabe Mescidi’nin de bunlardan birisi olduğunu söyledi.
Peygamber Efendimizin Mekke-i Mükerreme'de yaşayan insanlara İslam'ı tebliğ edip anlattığı gibi hac, umre veya ticari sebeplerle dışarıdan Mekke-i Mükerreme'ye gelen insanlarla Mekke'nin dışarısında buluşarak onlara da İslam'ı anlattığını belirten Kurt, “Nübüvvetin on birinci yılında da Medine-i Münevvere’den gelen altı insanla Peygamberimiz bu mekanda buluşmuş, onları İslam'a davet etmiş ve onlar da Müslüman olmuştu. Bir yıl sonra 12 kişi olarak geldiler. Peygamberimizle burada buluştular. Peygamberimiz bunun üzerine onların yanında Mus’ab b. Umeyr’i öğretmen olarak katarak tekrar Medine'ye gönderdi. Bir yıl sonra, Nübüvvetin on üçüncü yılında Medine-i Münevvere’den ikisi hanım olmak üzere 75 kişi geldi ve burada Peygamberimizle 2. Akabe Biatı’nı gerçekleştirmiş oldu. Fiilen üçüncü olarak bilinen ama tarihe 2. Akabe Biatı olarak geçen Akabe Biatı gerçekleşmiş oldu.” dedi.
“Akabe’de ne söz verdiler?”
2. Akabe Biatı’na gelen 75 Müslümanın Hazreti Peygamberi ve arkadaşlarını Medine’ye davet ettiklerini aktaran Kurt, “Hazreti Peygamberi ve arkadaşlarını koruyacaklarına dair de söz verdiler. Peygamberimiz bu görüşmeye amcası Abbâs ile beraber gelmişti.” diye konuştu.
Hacı adaylarının burayı Akabe Biatlarının yapıldığı yer olarak ziyaret ettiklerini anımsatan Kurt, “Burada bir biat gerçekleşmiş, söz vermiş, ahitleşmiş oluyor insanlar. Neyin sözünü veriyorlar? Allah'a şirk koşmayacaklarına dair söz veriyorlar. O dönemde yaygın olan çocuklarını öldürmeyeceklerine söz veriyorlar. Hak ve hukuklarına riayet edip birbirlerine iftira atmayacaklarını söz veriyorlar ve Allah Resulünün sözünden asla çıkmayacaklarına dair söz veriyorlar.” ifadelerini kullandı.
Akabe Biatının verdiği mesajlar
Kurt, Akabe’nin Müslümanlara verdiği mesajlar olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Nedir onlar, diye düşündüğümüzde şöyle sıralamalıyız, bir Peygamberimizin halinden görüyoruz ki İslam daveti, tebliği oturduğumuz yerden yapılacak bir eylem değildir. Müslümanlar olarak İslam'ı yaşadığımız gibi aynı zamanda yerimizden kalkarak kapı kapı insanlara giderek, insanlara ulaşarak İslam'ı tebliğ edip anlatma sorumluluğumuz vardır. İkincisi hac, her hac eden hacı adayı için bir biat tazelemeye dönüşmelidir. Akabeye gelen, Mina’ya gelen herkes kendi biatını sorgulayıp gözden geçirmelidir. Benim imanın ne durumda? Peygamber Efendimizin yap dediklerini yapma, onun çizgisini takip etme noktasında bir ihmalim var mı? Bunun sorgusunu kendi içerisinde yapmalı, kendilerini gözden geçirip bir tefekkürle bu mekanlardan ayrılmalılar. Her mekanın bize verdiği bir mesaj vardır. Hac bu mesajla, bu anlam dünyası ile buluşmaya ve bunu kuşanarak dönmeye vesile olmalıdır.”
“Her mümine düşen görev, İslam'ın güzelliklerini yeryüzüne ulaştırmak için çaba göstermektir”
Akabe Mescidinin yanı başında gerçekleştirdiğimiz görüşmede Kurt, Hazreti Peygamberin burada insanların İslam ile buluşmalarına vesile olduğunu ifade ederek, “Bu hadise çok net olarak şunu ortaya koyuyor, İslam oturduğumuz yerden anlatılacak, tebliğ ve temsil edilecek bir din değildir. Her mümin İslam'ın tebliğcisidir. Her birimize düşen görev, ayağa kalkmak ve İslam'ın güzelliklerini yeryüzüne ulaştırmak için gayret ve çaba göstermektir.” şeklinde konuştu.