“Hem, bize yollarımızı göstermiş olduğu hâlde ne diye biz, Allah’a dayanıp güvenmeyelim? Sizin bize verdiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler, yalnız Allah’a tevekkülde sebat etsinler.” (İbrahim, 14/12)
Peygamberlerden bir kısmı, kendileriyle tartışan kavimlerine bu ayetteki gibi cevaplar vermiş, Allah’a (cc) tevekkül edeceklerini söylemişlerdi. Tevekkül; Allah’ın, emekleri boşa çıkarmayacağına inanmaktır. Tevekkül; sebeplere sarılmadan işi Allah’a (cc) havale etmek değildir. Sonuca ulaşmak için gerekli bütün işleri yaptıktan sonra tevekkül edilir. Hz. Peygamber (sas) hep İslam’ı yaymak için çalışmış ve en sonunda Allah’a (cc) tevekkül etmiştir. İnsan yaptığı her güzel işi kurallarına uygun olarak yapacak ve Allah’ın (cc) kendisini muvaffak kılacağına güvenecektir.
“Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol...
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol!” (M. Akif Ersoy)
Tevekkül: Allah’a güvenmek, gayret ettikten sonra işi Allah’a havale etmek.
Vekîl: Güvenilmeye layık olan.