(Kâfirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara, “Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz?” derler. (Mümin, 40/47)
Allah’ı inkâr etme cüretini gösterenler, kendileri hak yoldan yüz çevirdiği gibi başkalarını da bu yoldan alıkoymak isterler. Ancak Allah’ın dünyada vermiş olduğu mühlet sona erip de yapılanların hesabının verileceği gün geldiğinde, onlar da zayıflıklarını itiraf etmek zorunda kalırlar. Onlar ne kendilerinden ne de kendi yollarına davet ettikleri insanlardan azabı savabilirler. O gün herkes yaptıklarının hesabını tek başına verir, gerekiyorsa cezasını tek başına çeker.
Allah’a karşı sorumluluğumuzu ve her davranışımızın hesabını sadece kendimizin vereceğini bilerek yaşamalı, yaptığımız davranışların hesap gününde bizi mahcup etmemesine gayret etmeliyiz.
Duʻafâ: Zayıf kimseler, güçsüzler.
Tebaa: Tâbi olanlar, taraftarlar.