MÜ'MİNÛN SÛRESİ

1- “Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir.”

2- “Ki onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar.”

Bu âyette kurtuluşun şartlarından ikisine işaret edilmektedir: Namaz ve huşû.

“Namazda derin saygı hali yaşamak” kurtuluşun imandan sonraki ilk şartı olarak gösterilmiştir.

3- “Anlamsız, yararsız söz ve davranışlardan uzak dururlar.”

Mü'minin boş işlerle sarf edecek vakti yoktur, her anını hayırlı amellerle taçlandırmaya gayret eder.

4/5- “Zekâtı verirler. İffetlerini korurlar.”

İffetin korunması, İslâm’ın temel ahlâk buyruklarından biri olup, kadınları olduğu kadar erkekleri de kapsamaktadır.

8- “Yine o müminler emanetlerine ve ahidlerine sadakat gösterirler.”

Âyette hem maddî hem manevî emanetlere işaret edilmiştir. Allah’ın müminden yerine getirmesini istediği namaz, oruç vb. ibadetler de birer emanettir.

9- “Namazlarını muhâfaza ederler.(Titizlikle eda ederler)”

2.âyette namazı huşû ile kılmanın önemine işaret edilmişti; burada ise namazı vakitlerine, kurallarına riayet ederek kılmanın önemine dikkat çekilmiştir.

11- “Firdevs cennetine vâris olacaklar ve orada onlar ebedî kalacaklardır.”

İslâmî kaynaklarda firdevs kelimesi cennetin tamamı veya bir bölümü için kullanılmaktadır. Cennetin ortası ya da en yüksek yeri olduğuna dair  rivayetler vardır.

Firdevs cennetine layık olabilmek için, bu ayetlerde bahsedilen erdemlere sahip olmaya gayret etmeli ve Firdevs cennetini hak edenlerden olmayı dualarda özellikle istemelidir.

96- "Sen kötülüğü en güzel bir tutumla önle..."

Bu âyet, kötülüğün bir başka kötülükle değil, iyilikle savılmasını öğütlemektedir.

Kişi hakkını almak için elbette uğraşabilir.

Önemli olan hakkını alırken haksızlığa sapmamak, kötülüğe karşılık verirken adalet sınırını aşmamaktır.

97- "Ve de ki: 'Rabbim! Şeytanların gizli kışkırtmalarından sana sığınırım.'"

98- "Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım Rabbim!”

Bu duayla, kulun her türlü günah işleme eğilimlerinden Allah’a sığınması tavsiye edilmektedir.

Hz. Peygamber’in  böyle dualar etmesi onun hem kulluk, hem de ümmetine örneklik görevidir.

101- “Sûra üflendiğinde artık ne aralarında akrabalık bağları kalacak ne de birbirlerine soru sorabilecekler!”

Âhirette akrabalık bağlarının işe yaramaması, oradaki adaletin kusursuzluğunu, insanların birbirlerine soru soramaması da âhirette verilecek hesabın dehşetini göstermektedir.

NÛR SÛRESİ

22- “İçinizden yardım sever ve zengin olanlar akrabaya, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere artık bir şey vermeyeceğiz diye yemin etmesinler. Bağışlasınlar, hoş görsünler; Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz?..”

Hz Ebû Bekir, Hz Âişe’ye atılan çirkin iftiranın yayılmasına sebep olan halasının oğluna artık yardım etmeyeceğine dair yemin etti.

“...Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz?...” âyeti nâzil olunca:

“Vallahi Allah’ın beni bağışlamasını arzu ederim, bunu her şeye tercih ederim” diyerek yeminini bozdu ve yardıma devam kararı aldı.

 Uğradığı kötülükleri affedemeyen kişi, âyetin şu ifadelerini tekrar edip düşünerek kin duygusundan kurtulmaya gayret edebilir:

 “Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz?” ...اَلَا تُحِبُّونَ اَنْ يَغْفِرَ اللّٰهُ لَكُمْؕ ...

23- “İmanlı, saf ve namuslu kadınlara iftira atanlar dünyada ve âhirette lânetlenmişlerdir, onlara büyük bir ceza vardır.”

İftira edenlerin imanları varsa bunları ve dünya hayatını lânet içinde geçirdiklerini düşünmeleri gerekir.

İftiraya uğrayanlar da bu dünyada mâsum olduklarını ispat edemedikleri için üzülseler bile kendilerini mahvetmesinler; bilsinler ki Allah, dünyada yakalarını kurtaran iftiracılara cezalarının tamamını âhirette verecek, onları cümle âlemin önünde rezil rüsvâ edecektir.

26- “Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara lâyıktır. Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yakışır. Onlar, iftiracıların kendileri hakkında söylediklerinden uzaktırlar; onlar için bir bağışlama, değerli bir nasip vardır.”

Bu âyette dolaylı yoldan erdemli olan mağdurlar teselli edilmektedir.

Âyet, iyilerin iyilere ve iyiliklere, kötülerin de kötülere ve kötülüklere yakın, yatkın ve layık olduklarını ifade eder.

İnsanlar kimlerle vakit geçirdiklerine dikkat etmelidirler. Dedikodu eden, günahı tabiileştirecek davranışlarda bulunan kimseler kötü karakterlidir; onlarla çok vakit geçirenler de giderek onlara benzerler.

27- “Ey iman edenler! Kendinizi tanıtıp izin almadan ve içinde oturanlara selâm vermeden kendi evlerinizden başka evlere girmeyin...”

Bir kimsenin izinsiz girmesi câiz olmayan yeri iyi niyetle de olsa kapı aralığından veya pencereden gözetlemesi de câiz değildir.

 İzin isteme hükmünün konuluş sebebi, aile mahremiyetini yabancı gözlere karşı korumaktır.

Müminlerin casusluk yapar gibi birbirlerinin mahrem durumlarını araştırmalarını yasaklanmıştır.

Hz. Peygamber’in belirlediği bir kurala göre bir yere girmek için izin isteyen kişi, bu isteğini en çok üç defa tekrar etmeli, buna rağmen izin ifade eden bir karşılık alamazsa dönüp gitmelidir (Buhârî, “İsti’zân”, 13).

 27. âyette izin isterken ev halkına ayrıca selâm verilmesi de istenmiştir.

30- “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır.”

Aileyi korumak için iffet ve sadakatin önemini vurgulayan Kur’an, bunları sağlamak ve korumak için yalnızca zinayı değil, insanı zinaya götüren adımları da yasaklamıştır.

“Gözlerini haramdan sakınsınlar” ifadesinde insanı harama götürebilecek bakışları” meneden bir mâna vardır.

Âyetlerde önce erkeklere, sonra da kadınlara ayrı ayrı hitap edilmiş, böylece her bir cinsin korunmak için üzerine düşeni yapması gerektiğine dikkat çekilmiştir.

31- “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar... Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.”

Hz. Âişe’nin anlattığına göre bu âyet tebliğ edildiğinde camide bulunan kadınlar hemen alt giysilerinden (izar) birer parça yırtarak bunu başörtüsü yapmışlar ve istenen yerleri örtmüşlerdi. (Buhârî, “Tefsîr”, 24/12)

Bir kadın örtünmeye özen gösterdiği gibi sesi, kokusu, tavrı vb. ile kasıtlı olarak karşı cinsin dikkatini üzerine çekmemeye dikkat etmelidir.

(Bu metin DİB Kur’an Yolu Tefsiri isimli eserden istifade edilerek hazırlanmıştır.)

 

18. CÜZ DUA ÂYETLERİ

MÜ'MİNÛN SÛRESİ

29- “...Rabbim! Beni bereketli bir yere indir; en uygun şekilde indirip yerleştiren sensin.”

...رَبِّ اَنْزِلْنٖي مُنْزَلاً مُبَارَكاً وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِلٖينَ

94- “Beni zalimler topluluğunun içinde bulundurma Rabbim!”

رَبِّ فَلَا تَجْعَلْنٖي فِي الْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ

97- “...Rabbim! Şeytanların gizli kışkırtmalarından sana sığınırım.”

98- “Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım Rabbim!”

... رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطٖينِۙ

وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

109-  “...Rabbimiz! Biz iman ettik; bizi affet, bize acı! Sen merhametlilerin en üstünüsün...”

...رَبَّـنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمٖينَۚ

118- “...Bağışla ve acı Rabbim! Sen merhametlilerin üstünüsün.”

...رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمٖينَ