Sadaka-i Fıtır: Varoluş Sadakası
İnsanın sosyal bir varlık olması dolayısıyla İslam, toplumsal alanı düzenleyen birçok esas getirmiştir. Bunların en önemlisi insanlar arasında dayanışma kültürünü yerleştirmeye yönelik hükümlerdir. Zekât ve sadaka toplumun farklı kesimleri arasında köprü kuran çok önemli bir dinî yükümlülüktür. Bu bakımdan dilimize fitre olarak yerleşen fıtır sadakasının Ramazan Bayramı öncesinde yerine getirilmesi istenen mali bir ibadet olması manidardır. Fıtır sadakası, kişinin hem kendisinin hem de velayeti altındakilerin canını bağışladığı için Allah’a bir şükran borcunu ifade etmektedir. Borcundan, asli ihtiyaçlarından başka nisap miktarı malı veya onun değerinde parası olan Müslüman’ın fıtır sadakası vermesi vaciptir. Fıtır sadakasının vacip olması için zekâtta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi ve artıcı nitelikte olması şart değildir. Dinî ölçülere göre zengin olan kimsenin hem kendisinin hem de ergenlik çağına gelmemiş olan çocuklarının fitrelerini vermesi gerekir.
Bir Hadis: "Allah’a, kabul edileceğine gerçekten inanarak dua edin. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez." (Tirmizî, Deavât, 65)