"Gözü görmeyene zorlama yoktur, topala zorlama yoktur, hastaya zorlama yoktur. Kim Allah ve resulünün sözlerini dinlerse onları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar; kim de yüz çevirirse onu acı bir şekilde cezalandırır." (Fetih, 48/17)
Kureyş’in saldırısından korkarak sefere çıkmayan ve Medine civarında yaşayan bazı kabileler vardı. Bunlar, Hudeybiye Antlaşması dönüşünde Hz. Peygamber’den (sas) özür dilemişlerdi. Daha sonra Yüce Allah (cc) bu sefere çıkmayanların, ileride çok güçlü bir kavme karşı savaşa çağrılacağını, onlarla savaşacaklarını, eğer bu emre itaat ederlerse onları mükâfatlandıracağını beyan etmiştir. Ancak önceki gibi savaşa katılmazlarsa acıklı bir azaba uğratılacaklarını bildirmiştir. Bunun üzerine kör, topal ve hastalar kendi durumlarının ne olacağını Hz. Peygamber’e (sas) sordular. Allah da onlarla ilgili yukarıdaki hükmünü indirdi.
Mazeretsiz olarak savaşa katılmamak dinen günah, hukuken suçtur.
İtaat: Emir ve yasaklara isteyerek uymak, sevap elde edilen herhangi bir ameli yapmak.