Milletçe tüm ızdırabını birlikte hissettiğimiz bir zorluk ve meşakkat, ruhlarımızı sarsan bir afet, canlarımızı yakan bir imtihan harmanında idrak ettik bu sene Ramazan’ı.
----
Dakikaların saatleri, günlerin geceleri, ayların mevsimleri, yılların asırları kovaladığı bir imtihan dünyasında her bir varlık kendi sınırları ve takdir olunmuş ecelleriyle birlikte mahsus fenalarına doğru akarken, bu akış içerisinde yolculuğunu anlamlı kılma gayretinde müminler olarak ‘eli boş gidilmez gidilen yere!’ fehvasınca içinde barındırdığı hazinelerine vasıl olmak ve heybelerini o hazinelerden doldurmak için adeta kandil kandil yolunu gözleyerek idrak ettiğimiz bir Ramazan İklimi daha bizleri birbirimize sarıp sarmaladı ve nihayet bulutların arasında kaybolan bir güneş gibi kapandı gitti.
Cennete Köprü Olmak
Milletçe tüm ızdırabını birlikte hissettiğimiz bir zorluk ve meşakkat, ruhlarımızı sarsan bir afet, canlarımızı yakan bir imtihan harmanında idrak ettik bu sene Ramazan’ı.
Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların bağlandığı bu zaman diliminde hamdolsun ki aziz milletimiz afette gönlü yorulmuş kardeşleri için ahiret cennetine köprü olacak nice dünya cenneti kurmak çabasını gösterdiler.
Yuvası harap olmuş nice kardeşlerinin, evi yangın yerine dönmüş nice canların bir nebze de olsa yangınına su taşıma gayretinde oldular.
Zira Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden gibi değiller miydi?
O halde ağrısı ve elemi olan kardeşlerinin derdiyle hemdert olmak, ateşlerini söndürüp sükunete erdirmek, onları ızdıraplarından azat etmek; O’nun kullarını Ramazan mevsiminin ahirinde müjdelediği cehennem ateşinden azat kılınma ikramına talip olmanın bir fırsatıydı.
İstikbale Nişan Olmak
İftar sofralarında O’nun rızasına matuf olarak gün boyu mahrum kaldığı nimetlerle iftar ederken aklının bir köşesinde deprem afetine maruz kalan kardeşlerinin evsiz barksız kaldığı bu zor günlerde oruçlarını açtıkları iftar çadırlarında ikram edilen sofralarda bir lokmam da benim olsun gayreti ve duasında olarak kardeşlik izharında bulunmak belki de bu iklimin en müstesna duygusuydu.
Maişetini temin etmek için her sabah evinden işine yola koyulanlar, işyerini bismillah diyerek açıp bereketli siftahlar için rızkın sahibine tevekkül eden esnaflar, vardiya vardiya işleyen mesailerde hem üreten hem de üretirken akıttıkları terlerle nice yaraya ilaç olan işçiler, her bir meslek grubundan emekçiler bu Ramazan ikliminde kazançlarından bir paylarını bazen bebelerinin kumbarasıyla bazan eşlerinin el emeği göz nuru çeyizleriyle bazan da dedelerinin ve ninelerinin gözlerinden sakınıp zor zamanlar için sakladıklarıyla birleştirerek benzersiz iyilik örnekleri olarak nesillerinin hatıraları için müstakbele nişan oldular.
Her bir kubbesi altında omuz omuza saf tutup O’nun rahmetine müştak olarak ruhların kaynaştığı, kul ve millet olmanın huzuruna erilen camilerimizde her türlü kusur ve eksikten, hata ve yanlıştan yine O’nun mağfiretine iltica ederken kabul olunması ümidiyle yapılan tüm dualarda bir lahza olsun afetin ızdırabını yaşamakta olanlar unutulmadı.
Hazık Hekimler Misali
Bu sene de Ramazan ayı hazık hekimler misali reçetesindeki sahurları ve iftarları, teravihleri ve mukabeleleri, iyilikleri ve ihsanları ile her yıl olduğu gibi sahip olduğu sadırlara şifa, ruhlara ilaç atmosferiyle yine müminlerin gönüllerini hidayetle ve engin bir huzur yeliyle tazeledi.
Müminlerinin hem nefislerine hem nesillerine samimi bir muhasebe ile yönelmeleri ve tezkiye yapmaları için hatırlatmalarda bulundu.
Doğusu ve batısı, kuzeyi ve güneyi ile vatan olarak bu toprakları anlamlı kılan bütün canların, nefes alan her varlığın, toprağın altında nöbet tutanların, al kanlarıyla bu toprakları bağımsız kılanların, boy boy ağaçların, renk renk çiçeklerin, börtü böceklerin hem işte hem nöbette hem varlıkta hem de darlıkta yek vücut olanların karış karış varlıklarıyla bu memleketin İslam yurdu olduğuna bir defa daha şahit oldu Ramazan.
Şevval’e Merhaba Diyelim
Şimdi ise Şevval bize göz kırpmakta. Ramazan orucunu tutup ardı sıra ona Şevval ayından altı gün ilave ederlerse, yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur diye öğütleniyor müminler. Ramazan’a elveda dediğimiz bu demlerde hem senemizi Ramazan’a tahvil etmek hem de alışkanlıklarımızı devam ettirerek hiçbir iyiliğimizi zayii etmeden bereketlendirmek için biz de Şevval’e merhaba diyelim.
Sofralarımızı eksiltmeden, iyiliklerimizi azaltmadan, mescitlerdeki izlerimizi soldurmadan, gönlümüzü fakirleştirmeden damla damla da olsa kardeşlik havuzumuzu besleyerek, O’nun rızasına eriştirecek kulluk gayretlerimizle ecel ve ebedilik yürüyüşümüze zenginlik katalım.
Zira Hakk katında en sevimli iş az da olsa devamlılık ve süreklilik arz edendir. O halde gelin Şevval ile göz göze geldiğimiz bu günlerde ukbamızı güzelleştirecek kulluk urbalarımızla övülmüş peygamberin izinde makbul insanlar ve sevilen kardeşler olarak hem Şevval’e hem de kardeşlerimize biz de göz kırpalım.