ÖN SÖZ

Bizlere hakkı, hakikati, doğruyu, iyiliği ve güzelliği gösteren Allah’a hamt; örnekliği ve rehberliğiyle yolumuzu aydınlatan Hz. Muhammed’e salat ve selam olsun.

Modern dönemlerde bilim ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, belki tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar insan hayatında önemli ve köklü değişimlere sebep olmuştur. Ortaya çıkan yeni durumlar, bir taraftan insan hayatını kolaylaştıran imkânlara dönüşürken diğer taraftan çözümlenmesi gereken başka sorunları beraberinde getirmiştir. İnançlar başta olmak üzere asırlar boyu tevarüs eden değerler, bu etkileşimden en çok payını alan hususlardır. İnsan hayatında bu kadar derinlikli bir etkiye sahip olan bu yeni durumun, yaşama etki eden tüm yönleriyle incelenmesi ve değerlendirilmesi onun varoluşsal gerçekliği açısından son derece önemlidir.

İnsanın maddi terakki düzleminde geldiği nokta, hayatın neredeyse her alanına yansımakta ama en büyük etkiyi hiç şüphesiz inanç ve değerler noktasında göstermektedir. Bilgiye erişimin, “bir tuş mesafesinde” olduğu bir dünyada, elde edilen bilginin sıhhati kadar doğru anlaşılabilmesi de önemlidir. Öte yandan, kitleleri etkileme ve yönlendirme gücünün artık geleneksel yöntemlerden ziyade iletişim aygıtlarının sınırsız imkânlarını kullanmaktan geçtiği de göz ardı edilmemelidir. Tüm bunlar yeni şartlar ekseninde dinî bilginin sağlıklı akışını, dinî temsilin hayati önemini ve bunlara yönelik metodolojinin yeniden düşünülmesini gerekli kılmaktadır. Nitekim teknolojinin sunduğu imkânların doğru yanlış, iyi kötü, faydalı faydasız rafine edilmeden pek çok mecrada kullanılması; bilgiye, fikirlere, akımlara eskisinden çok daha kolay erişim sağlayan platformların bulunması; sinema, bilgisayar oyunları, sanal organizasyonlar aracılığıyla propagandaların yaygınlaşması, inanç karşıtı fikirlerin sıklıkla sosyal medya gündeminde olması, dinî enformasyon ve dezenformasyonun bu mecralarda artması gibi konular, üzerinde tartışılması gereken önemli birer mesele olarak karşımızda durmaktadır.

Tarihin hemen her döneminde olduğu gibi günümüzde de belli ölçülerde etkinliğini sürdüren inanç karşıtı fikirler ve akımlar söz konusudur. Bunlar, insanın varoluş amacına kendi perspektifleri doğrultusunda cevap arayan marazi düşünce yapılarıdır. Bazen ateizm, bazen deizm, bazen de agnostisizm ve nihilizm gibi isimlerle insanları, özellikle de gençleri etki alanına alabilmektedirler. Değerlerin her geçen gün örselenmesi, ailenin eğitici rolünün yerini iletişim aygıtlarının alması, haz odaklı bir yaşamın revaç bulması, şöhret, popüler kültür gibi hususlar özellikle gençleri etkilemekte, kimlik sorunu ortaya çıkarmakta, bazen onları inandığı değerlerden uzaklaştırmakta bazen de eklektik bir inanç anlayışına götürebilmektedir. Bu nedenle sorumluluk makamında bulunan kimselerin, bahsedilen durumlar ve akımlar karşısında insanımızı ve özellikle gençlerimizi doğru bilgilendirme ve onları hakikatle yüzleştirme adına kolektif bir çalışma içinde olmasını gerekli kılmaktadır.

Tüm bunlardan hareketle varoluş gayesi din-i mübîn-i İslam’a hizmet etmek ve toplumumuza dinî konularda rehberlik yapmak olan Başkanlığımız ve onun bilgi üretme mekanizması olan Din İşleri Yüksek Kurulu, toplumsal ihtiyaç ve sorunlara yönelik inisiyatif almaktadır. Bu çalışma da bunun somut bir örneğidir.

Diyanet İşleri Başkanlığının dinî konularda en yüksek karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu, periyodik olarak ve ihtiyaçlar doğrultusunda tematik bir şekilde şûra, kongre, istişare toplantıları ve çalıştaylar düzenlemektedir. Bu bağlamda; 11-13 Eylül 2018 tarihlerinde gerçekleştirilen IX. Güncel Dinî Meseleler İstişare Toplantısı’nda, güncel inanç problemleri (ateizm, deizm, nihilizm ve agnostisizm) ele alınmıştır. Elinizde bulunan bu çalışmada söz konusu toplantıda ele alınan hususlar başta ilim dünyası olmak üzere toplumun bütün kesimlerinin istifadesine sunulmuştur. Alanında uzman pek çok ilim adamının katkıda bulunduğu bu çalışmada çözüme yönelik somut önerilerin yer alması önemli bir kazanımdır.

İstişare Toplantısı, altı oturum şeklinde üç gün süreyle devam etmiştir. İlk üç oturumda sırasıyla deizm, ateizm, agnostisizm ve nihilizm gibi inanç karşıtı akımların tarihsel süreçleri, felsefi temelleri, temel argümanları, toplumsal yansımaları üzerinde durulmuştur. Dördüncü oturumda bu akımlara karşı alınacak önlemler; beşinci oturumda ise bu alanda ortaya konulabilecek yayınlar konuşulmuştur. Altıncı olarak gerçekleştirilen değerlendirme oturumunda ise önceki oturumlarda müzakere edilen konuların genel bir değerlendirmesi yapılmıştır.

Çalışmanın, amaca uygun sonuçlara vesile olmasını diler; düşünce, planlama, uygulama ve sonuçlandırma aşamasına kadar her noktada emeği geçen başta İnançlar ve Dinî Oluşumlar Komisyonu üyelerimiz olmak üzere kıymetli ilim adamlarına ve katılımcılara şükranlarımı sunarım.

Dr. Ekrem KELEŞ

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı

Guncel Dini Meseleler Istisare Toplantisi Ix Epub3