Özellikle düzenli ve sabit aylık geliri olanlar için bu günler; harcama listesinin ilk sırasına “Allah’a verilecek borcu” yazma günleri.
“Kim Allah’a borç verirse Allah bunu katlayarak öder...” (Hadid,11) ayeti inince Hz. Peygamber (s.a.v) ashaba; “Kim Allah’a borç vermek ister?” diye sorar. Ebu Talha (r.a) Medine’nin en güzel hurma bahçelerinden birini içindeki bağ evleri ile birlikte vakf eder. Eşinin yanına gelerek “Ben bugün böyle bir borç verdim” der. Eşi: “Ebu Talha , Allah’a ne güzel bir borç vermişsin, ne güzel bir alışveriş yapmışsın” şeklinde karşılık verir.
Zor günlerdeyiz...
Rabbimiz bir yönüyle bizi hastalıklarla sınarken, diğer yönden salgının da etkisiyle işini kaybeden, geçim darlığına düşen mağdur ve muhtaçların dertlerine derman olmaya gayret edip etmeyişimizle sınıyor.
Aylık harcamalarımızı listelerken elektrik, su, gaz gibi borçlarla beraber “yardım” faturasını
da listemize eklememiz lazım.
Konuşuyoruz, anlatıyoruz; insanları yardımlaşmaya çağırıyoruz.
Kendimizi de ihmal etmemeliyiz.
Sürekli cömertlikten bahseden bir kişi İbrahim b. Ethem‘in yanına gelerek nasihat istemiş. İbrahim b. Ethem “Açığı kapat, kapalıyı aç” şeklinde tavsiyede bulununca: “Anlamadım efendim” demiş. İbrahim b. Ethem: “Sürekli cömertlikten bahseden ağzını kapat, hiç açılmayan keseni aç” diye açıklamış nasihatini.
Bugünlerde az bile olsa sabit bir gelire sahip olanlar nisbeten daha hafif atlatıyorlar zorlukları.
“Maaşımdan paylaşıyorum, kardeşimle yakınlaşıyorum” başlığıyla, hem paylaşacak hem de paylaşmaya davet edeceğiz.
Üç çeşitse sofradaki yemek alışkanlığımız, ikiye düşürebiliriz. Hem de Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnetine biraz daha yaklaşmış oluruz.
Tatlıdan vazgeçebiliriz mesela. Hem daha sağlıklı oluruz.
Asgari ücretlinin bir ayda kazandığını bir kerede harcadığımız ziyafet ve davetlerden uzak durabiliriz. Hem daha çok Rabbimizin rıza ve rahmetine nail oluruz.
Açığı kapatıp, kapalıyı açma zamanı.
Şimdi daha çok paylaşma, bölüşme zamanı...