TAKDİM

İnsanoğlu kendi varlığını hissettiği ve kendini tanımaya başladığı günden itibaren, “Ben kimim? Nereden geldim? Niçin varım? Sonum ne olacak?” gibi sorulara cevap bulmaya çalışır. Varoluş sebebini, gayesini ve her gün şahit olduğu ölüm sonrasında nelerle karşılaşacağını bilmedikçe de iç huzuruna kavuşamaz, mutlu olamaz. Özellikle herkesin korktuğu ve mutlaka bir gün kendisinin de başına geleceğini bildiği ölüm gerçeği insan zihnini her zaman meşgul etmiştir.

Ebedîlik duygusuyla yaratılmış olduğu için yokluktan hoşlanmayan ve yok olup gitmek istemeyen insan, ölüme engel olamayacağını anlayınca ondan sonraki durumunu merak etmiş, duyularıyla algılayamadığı bu alanla ilgili bilgilere ulaşmaya çalışmıştır. Her dinde farklı inanç ve açıklamalar bulunan ölüm sonrası hayatla ilgili en geniş ve güvenilir bilgiler şüphesiz hak dinin tebliğcileri olan peygamberlerin verdiği bilgilerdir. Zira bu alan ne duyularla algılanabilir ne de akılla kavranabilir, sadece vahiyle bilinir.

Peygamberlerin sonuncusu Muhammed aleyhisselâmın insanlığa tebliğ ettiği İslâm dininin temel kaynaklarını teşkil eden Kur’an ve Sünnet, her konuda olduğu gibi, ölümden sonraki hayatla ilgili olarak da ihtiyaç duyulan bütün açıklamaları içermektedir. Âhiret inancını anlattığımız eserimizde konuyu bu çerçevede ele almaya ve insanımızın zihnine takılan sorulara cevap bulmaya çalıştık. “Ölüm ve Âhiret”, “Kabir ve Kıyamet”, “Diriliş ve Âhiret Halleri” şeklindeki üç ana başlık altında dünya sonrası hayatla ilgili Kur’an ve hadiste yer alan bilgileri ana hatlarıyla derlemeye ve itikadî açıdan değerlendirmeye gayret ettik.

Gayemiz sadece nakille, yani Allah ve resûlünün bildirmesiyle bilinebilen âhiretle ilgili sağlam bilgilerle akılların aydınlatılması ve böylece kalplerin tatmine ulaşmasıdır. Zira geleceği aydınlanan, ileride nelerle karşılaşacağını bilen insan, hayatını buna göre düzenler ve gelecek için bu çerçevede hazırlık yapar.

Aslında teknolojik gelişmeler ilerledikçe insanların iman bilincinin de artması gerekirdi. Ne var ki teknoloji insanları aşırı derecede meşgul ettiği için onların başka şeylerle ilgilenmeye vakitleri kalmamaktadır. Halbuki insan dünya için değil, dünya insan için yaratılmıştır. Bugün Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıların pek çoğunun temelinde âhiret bilincini kaybedişimiz vardır.

Gayret bizden tevfik ve başarı Allah’tandır. Dünya ve âhiret saadeti dileğiyle…

Prof. Dr. Süleyman TOPRAK

Konya, 2013

Ahirete Iman Epub3.Epub