"Elbette çabalarınız farklıdır. Artık kim cömert davranır, günah işlemekten sakınırsa; bunların güzel karşılığına da inanırsa; biz onu işin kolayına yönlendiririz." (Leyl, 92/4-7)
Putperestler, “Allah’ın doyurmadıklarını biz mi doyuracağız!” diyecek kadar küstahlaşıyor (Yasin, 36/47), birbirlerine cimriliği öğütleyecek kadar ileri gidiyorlardı (Nisâ, 4/37). Ancak, İslam yoksul ve himayesiz olan kişilere karşı bencillik, sevgisizlik ve cimriliği değil; paylaşmayı ve yardımlaşmayı emrediyordu. Dünya hayatında insanlar, İslam’ın bu emri karşısında cimriler ve cömertler olmak üzere iki grup olagelmişlerdir.
“Her sabah iki melek iner. Biri, ‘Ya Rabb! İyilik edene malının karşılığını (halef) ver’, der. Diğeri de, ‘Ya Rabb! Cimrilik edenin malını telef et’ diye dua eder.” (Buhârî, “Zekât”, 27; Müslim, “Zekât”, 57)
Takva: Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarına karşı gelmekten sakınmak.
Hüsün: Güzellik, rağbet edilen ve sevilen şey.