TAKDİM

Türkiye’nin Balkanlar’a açılan kapısı Trakya’da, Tunca’nın Meriç’e kavuşmasından önce meydana gelen kavis içinde bulunan Edirne şehri, pek çok tarihi olaya şahitlik etmiş kadim şehirlerimizdendir. Tarihte farklı şekillerde anılan şehrin ismi, XVIII. yüzyıldan itibaren “Edirne” olarak telaffuz edilmeye başlanmıştır. Bizans döneminde zaman zaman Balkanlar’dan gelen kavimlerin tehdidine maruz kalan şehir, Haçlı Seferleri sırasında birçok yağma ve saldırıya maruz kalıp tahrip edilmiştir. Osmanlıların, şehri Orhan Gazi’nin sağlığında, oğlu Murad ile Lala Şâhin’in sistemli bir fetih siyaseti sonucu 1361’de fethettiği kaynaklarda yer almaktadır.

Edirne’nin fethi, tarihi açıdan Osmanlı’nın bir dönüm noktasını teşkil etmiş ve Osmanlı Devleti’ne, İstanbul’a yapılacak bir harekât için büyük bir stratejik üstünlük sağlamıştır. Edirne, zamanla batıya yönelik seferlerde orduların konakladığı merkezi bir üs haline gelmiş, devlet düzeyinde gösterilen ilgi ile Otağ-ı Hümâyûnların kurulduğu ve vezirlere hil’atler giydirilen önemli bir konuma erişmiştir. Osmanlı hakimiyetiyle birlikte hazırlanan planlar çerçevesinde imar edilmeye başlanan Edirne, kısa zamanda büyük bir gelişme göstermiştir. Şehirde cami, darüşşifa, saray, han, hamam, medrese, konak, köprü gibi pek çok eser vücuda getirilmiştir. Böylece Edirne, dünya tarihinde adı anılan meşhur şehirler arasına girmiştir.

Osmanlı Devleti’nin İstanbul’dan önce ve Bursa’dan sonra, ikinci başkenti olan ve yaklaşık doksan sene bu vasfını koruyan Edirne, özellikle sanat şaheseri camileriyle ayrı bir şöhret kazanmıştır. Şehirde ilk cami I. Murad’ın emriyle Kaleiçi’nde kiliseden camiye çevrilen Halebî Camii’dir (Çelebi Camii). Ayrıca yine Kaleiçi’nde kiliseden camiye çevrilen bir başka mabedin daha varlığı bilinmekle birlikte her iki cami de bugüne ulaşamamıştır. Edirne’de XIV. yüzyıldan kalma yegâne cami 1399 tarihli Yıldırım Camii’dir. Edirne’nin gelişme gösterdiği XV. yüzyılın ilk yarısından itibaren yıllar içerisinde pek çok cami inşa edilmiştir. Eski Cami (1402), Gazi Mihal Camii (1422), Beylerbeyi Camii (1429), Şah Melek Camii (1429), Dârülhadis Camii (1435), Murâdiye Camii (1436), Mezid Bey Camii (1442), Üç Şerefeli Cami (1447), Sarıca Paşa Camii (1458), Kasım Paşa Camii (1479), Sitti Sultan Camii (1482), II. Bayezid Camii, Dârüşşifâsı ve Külliyesi (1488), Taşlık Camii, Selimiye Camii (1574), Şeyhî Çelebi Camii (1575) ve Defterdar Camii (1576) bunlardan yalnızca bir kısmıdır.

Edirne’yi süsleyen muhteşem camiler arasında Eski Cami, Üç Şerefeli Cami ve Selimiye Camii’nin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Edirnelilerin dillerinden düşürmedikleri bir tekerlemede: “Eski Cami’nin yazısı, Üç Şerefeli’nin kapısı, Selimiye’nin yapısı” denilmekte ve bu abidelerin mimari açıdan taşıdıkları eşsiz değere vurgu yapılmaktadır. Özellikle Üç Şerefeli Cami, İstanbul’da Süleymaniye, Edirne’de Selimiye ile zirveye ulaşan Osmanlı cami mimarisini şekillendiren temel yapı taşı mesabesindedir. Selimiye Camii, Mimar Sinan tarafından 1568-1574 yılları arasında Edirne’ye hâkim bir mevkide inşa ettirilmiştir. Külliyesinde medrese, dârülkurrâ, sıbyan mektebi, muvakkithâne ve dükkânları barındırmaktadır. Mimar Sinan’ın bizzat kendisinin “ustalık eserim” dediği Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin ulaştığı en yüksek düzeyi temsil etmektedir.

Başkanlığımızca her yıl 1-7 Ekim tarihleri içerisinde kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın 2021 yılı etkinlikleri kapsamında İslâm medeniyetinin önemli mimari eserlerini bünyesinde barındıran Edirne gibi bir şehri ve içerisindeki kültür mirasını -Selimiye Camii başta olmak üzere- tarihi camiler ve külliyeleri özelinde ele almak üzere “Edirne Camileri ve Selimiye” konulu ulusal düzeyde bir sempozyum düzenlenmesinin faydalı olacağı mülahaza edilmiştir. Zira bugün tarihe tanıklık etmiş serhat şehri olan Edirne’nin camileriyle taşıdığı zengin kültürel mirası keşfetmeye ve gelecek nesillere aktarmaya ihtiyaç vardır.

1-2 Ekim 2021 tarihlerinde Edirne Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen “Edirne Camileri ve Selimiye Sempozyumu”nda başta Selimiye Camii olmak üzere Edirne camilerinin kadim tarihine ve şahit olduğu değişimlere ışık tutmak, bünyelerinde barındırdıkları kültür mirasının bilhassa Türk-İslâm sanatları açısından tanıtımına katkı sağlamak, camilerin medeniyetimizdeki eşsiz değerini ve toplumsal fonksiyonlarını din hizmetleri ekseninde mercek altına almak amaçlanmıştır.

Bu eserin meydana gelmesinde tebliğ sunan, bilimsel danışma kurulunda yer alan, oturumlara başkanlık eden, düzenleyici ve katılımcı olarak katkı sağlayan bütün ilim insanlarımıza teşekkürlerimizi sunar, eserin araştırmacılara faydalı olmasını temenni ederiz.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Ankara-2022

Edirne Camileri Ve Selimiye Sempozyumu Epub3