İman etmek, Allah’a güvenmek demektir. Peygamberler; imanları, Allah’a olan güven ve teslimiyetleri en yüksek insanlardır. Hz. İbrahim eşini ve oğlunu ekin bitmeyen, insan yaşamayan, taşlık ve kumluk bir vadiye bırakıp giderken yüreğinde böyle bir imanı yaşıyordu. Hac ibadetinin bizlere öğrettiği böyle bir İbrahimi duruştur.

Ailesinden uzaklaşıp yüksekçe bir daha çıktığı zaman dönüp ellerini açtı ve şu şekilde dua etti:

“Ey Rabbimiz (benim, eşim Hacer’in, oğlum İsmail’in ve her şeyin Rabbi) ben ailemden bir kısmını, Senin kutsal evinin yakınında, ekini, bağı, bahçesi olmayan, kumluk ve taşlık bir vadiye bıraktım. Bunu yaptım ki Rabbim, namazı ikame etsinler.

İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara rızık ver ki şükretsinler.

Rabbimiz! Şüphesiz ki sen gizlediğimizi de açıkladığımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.

Yaşlılığıma rağmen bana İsmâil’i ve İshak’ı armağan eden Allah’a hamdolsun! Şüphesiz rabbim duaları kabul edendir.

Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et.

Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla.” [1]

Firavun Kızıldeniz’e kadar kendilerini takip edip yaklaştığında ümmeti, Hz. Musa’ya “Eyvah yakalanacağız. Bu iş bitti” dediler. Hz. Musa da atası Hz. İbrahim gibi tam bir güven ve teslimiyet içerisinde cevap verdi: “Hayır kesinlikle öyle olmayacak Rabbim benimle beraberdir. Çareyi ben bilmiyorum ama Rabbim elbette bir çıkış yolu gösterecek.”[2] 

Burada, Allah’a güvenmenin tedbirsiz olmak anlamına gelmediğini, gerekli çabayı göstermenin Allah’a olan iman, teslimiyet ve güvenin bir parçası olduğunu da ifade etmek gerek.  Bilindiği gibi Hz. Peygamber ve yol arkadaşı Hz. Ebubekir’in hicret yolunda konakladıkları Sevr dağı Medine yolunda değildir. Mekke’nin Yemen tarafına düştüğü halde kendilerini takip eden müşrikleri şaşırtmak için diğer tedbirlerle birlikte böyle de bir tedbir almıştır Hz. Peygamber.

Alınan bütün tedbirlere rağmen usta iz sürücüler onlara ulaştılar. Hz. Ebubekir’in ifadesi ile “Eğilseler görecektiler.” Böyle kritik bir zamanda Hz. Peygamber’in tavır ve duruşu son derece net idi. “Üzülme! Allah bizimle beraberdir.”[3]

Hac ibadetinin Allah’a olan güven ve teslimiyetimizi artırması niyazıyla her şey ekin bitmeyen bir vadiden başladığını hatırlatmak isterim. Yeter ki inanalım “Allah bizimle beraberdir.”


[1] Bkz. İbrahim Suresi, 37-41.

[2] Bkz. Şuara Suresi, 61.

[3] Bkz. Tevbe 40.