İslam inancında namaz ibadeti çok önemlidir.
Kur’an-ı Kerim’de 87 yerde geçmesi öneminin en bariz delilidir.
Savaş halinde bile askerlerin dönüşümlü olarak namazlarını kılmaları emredilm
İnsanı cehenneme götüren nedenlerin başında namazı terk etmek olduğunu yine Kur’an haber verir. (Müddessir, 43)
"Namaz dinin direğidir." gibi namazın önemiyle ilgili Hz. Peygamber’in de birçok hadisi vardır.
Ancak Kur’an, sadece namaz kılmakla iyi/erdemli insan olunamayacağı uyarısında bulunur ve erdemli insan olabilmenin yolunu öğretir:
"Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz (namaz kılmanız) erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eder. Sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanl
İman ve namaza devam etmekle birlikte muhtaçlara yardımcı olmak, sıkıntılı anlarda kimseye zarar vermemek için kontrolu kaybetmemek, savaş halinde vatan söz konusu olduğunda düşmana karşı mücadele ederken ve hastalık bulaştığında sabırlı olmak, güven ve barışın bozulmaması için kimseyi aldatmamak, hile yapmamak, sözleşmelere sadık kalmak ve sözünde durmak, çok düşkün olduğumuz maddi birikimlerden belli bir kısmını fakir ve muhtaçlara feda edebilmek erdemli olabilmenin şartıdır.
Muhtaçları göz ardı edip sadece iman etmiş olmak ve namaz kılmak bir değer katmıyor insana.
Yetimi itip kakan ve yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimse kıyamet gününe inanmamış sayılıyor, zekât ve sadaka gibi hayırların, muhtaçlara ulaşmasına engel olan kimsenin kıldığı namaz da namaz değildir. (Maun, 1-7)
Günahları sebebiyle cehenneme girenlere sorulur:
"Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?"
Onlar şöyle cevap verirler:
• Biz namaz kılanlardan değildik.
• Yoksulu doyurmuyorduk.
• Günaha dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk.
• Kıyamet gününü de asılsız sayıyorduk. (Müddessir, 42-46)
Yoksullar, Allah’ın zenginlere emanetidir. Sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek şekilde hayır yapan kişinin bir kısım günahlarının silineceği müjdelenmiştir (Bakara,271).
Ahirete inanan her iş adamı ve sorumluluk sahibi kimseler şu sorunun cevabını düşünmelidir:
Malının zekâtını ve sadakasını vermeyerek yoksulu gözetmemek insanı cehenneme götürüyorsa, stokçuluk, fahiş fiyat, her türlü haksız kazanç ve hileli yollarla garip gurabanın ekmeğine göz dikenlerin, onların mallarını ve paralarını gasp ederek zengin olmaya çalışanların ahiretteki durumları ne olur?
İslam’a göre dünyada hiç bir şey insandan değerli değildir. İnsana yapılan iyiliğin üstünde iyilik yoktur. Dünyayı insanlığa dar edenler de, insanın değerini bilemeyenlerdir. Dolayısıyla, çocuk yaşlı demeden ve hiç bir rahatsızlık duymadan kan dökenler, açlıktan ölen milyonlarca insanı görmezden gelenler, öfkesine esir olanlar, kendi menfaatini ön planda tutanlar, güç ve zenginliği tek gaye edinenler, kendi çıkarı uğruna bütün insanlığı feda edenler erdemliğe ulaşamamıştır.
Ramazan on bir ayın sultanıdır. Çünkü Kur’an bu ayda inmiştir. Bu sebeple Kur’an ayı olarak da isimlendirilir.
Ramazan; iman, ibadet, zekât, sadaka, fitre, sabır gibi insanı erdemli kılan davranışların yoğun yaşandığı aydır. Her yılın on bir ayında unutulan bu değerleri yeniden hatırlatarak insanları özüne döndürür. Günün belli bir zaman diliminde tutulan oruç sayesinde, ömrünü açlıkla geçiren yoksulların dünyasını uygulamalı olarak öğretir. Verilen fitre ve sadakalar sayesinde merhamet duyguları gelişir.
Doğruyu yanlıştan ayırmaya, gidilecek yolu bulmaya yardımcı olan Kur’an yoldaşımız olsun.
Ramazan ayını şerefli ve mübarek kıldığı gibi Kur’an ile hemhal olup erdemli olmamıza vesile olsun.