Yusuf aleyhisselamın hayatında gömleklerin özel bir yeri var:
Kıskanç kardeşleri tarafından kuyuya atıldıktan sonra Yakup aleyhisselama getirilen kanlı ve yalancı gömlek.
Sarayın azizinin karısının kötü emellerini gerçekleştirmek için Yusuf’u takip ettiği sırada arkadan yırtılan iffet ve namus gömleği.
Yusuf aleyhisselam Mısır’a aziz olup kimliği ortaya çıktıktan sonra babasının hüzünle ağlamaktan kapanan gözlerine sürülmek üzere gönderdiği şifa vesilesi, hasreti bitiren gömlek...
Yusuf aleyhisselamın hayatı mesajlarla dolu.
Ne ağır imtihanlar yaşamış:
Kuyuya atılan küçük bir çocuk.
Pazarda satılan aciz bir köle.
Bütün imkanlar önüne serilip harama davet edilen bir genç.
Zindanı zinaya tercih eden iffetli bir delikanlı.
Zindanda geçen uzun yıllar.
Baba hasreti, kardeş ihaneti ve iftiranın birlikte taşındığı ağır manevi yük...
Gerçekten ağır ve zor imtihanlar...
Biz iffet ve namus gömleğinin mesajını hatırlayalım:
Sarayın en ihtişamlı kadınından saraydaki köleye yapılan ahlaksız davet.
İnsan bu imtihanı yalnızca Rabbinin korumasıyla kazanabilirdi ve öyle oldu.
Hazreti Peygamber aleyhisselam, hiçbir gölgenin bulunmadığı günde Allah’ın arşının gölgesi altına alınacakları anlatırken "Güzel ve şan/şeref sahibi bir kadının bile iffetsizlik teklifine ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek cevap veren adam"ı sayıyor.
Yusuf aleyhisselam gibi...
"Ben Allah’tan korkarım."
Arzu ve isteklerin; şehvet ve şöhretin esiri olmak insanı iffet ve hayadan uzaklaştırır...
"Ben Allah’tan korkarım diyerek Rabbinin rahmet ve korumasına sığınan adam."
Zor bir dönemde yaşıyoruz.
Haram ve gayrimeşru olanın altın tepsilerde sunulduğu, heva, heves ve şehvetin söz sahibi olduğu bir dönem
Yusuf aleyhisselamın iffetine ihtiyacımız var
Gençlerimiz Yusuf’u örnek almalı. Onun sığındığı gibi Rabbine sığınmalı.
Nefsin ve şeytanın tuzakları karşısında yırtılacaksa gömlek arkadan yırtılmalı
Yusuf aleyhisselam gibi...