"Önce tekkeye, sonra Mekke’ye"
Bu sözü daha önce duymamıştım. Kurum içi bir toplantıda Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun hocamız ifade ettiler. Hacca hazırlık anlamında kadim medeniyetimizin bize miras bıraktığı öğretilerden birisi olan bu cümle bana çok anlamlı geldi: Önce tekkeye, sonra Mekke’ye. Hac yolculuğunun sıradan bir yolculuk olmadığını belli bir donanınım gerekli olduğunu anlatan veciz bir cümle.
Asr-ı saadette Efendimizin mescidi Müslümanların ibadet, eğitim ve her türlü sosyal birlikteliğini sağladığı müessese idi. Daha sonraları kurumlar oluştu. Başta eğitim yuvaları medreseler ve diğer kurumlar. Tekke müessesinin 8. asırda ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Tekkeler daha ziyade toplumun mânevî ve ahlâkî açıdan eğitilmesine yönelik esaslar üzerinde yoğunlaşmıştır (M.Kara,'Tekke',DİA).
Hac günleri başladı. Salgın sürecinden sonra ilk defa bu yıl hac kotasının tamamı değerlendirilecek. Bu da seksen binin üzerinde insanımızın ve buna bağlı başta aile yakınları olmak üzere çok sayıda insanımızın hac heyecanını yaşaması demektir. Başkanlığımızın çeyrek asrı geçen tecrübesi ile ve aldığı tedbirler ile çalışmalar başladı. İlk olarak kayıtlardan sonra hac eğitim seminerleri yapılıyor.
Haccın iki yönü var: Yolculuk ve ibadet. Valiz, otobüs, uçak ve otel gibi yolculuğa ait hususlar hac ibadetinin huzur içinde ve sağlıkla yürütülmesi için alınan tedbirlerdir. Yolculuk boyunca haccın kazanımları hem yolculukta, hem kutsal beldelerde hem de döndükten sonra üzerimizde hissedilmelidir. Bu itibarla hacı adaylarımızdan ve yakınlarımızdan beklentimiz müftülüklerimizin ilan ettiği seminer proğramlarına katılmalarıdır.
Hac farz olan ibadetlerdendir. Her ibadetin temel rükünleri vardır. Bu itibarla ibadetler bir ölçü işidir. İbadetlerde keyfilik olmaz. Her ibadet gibi hac ibadetinde de uygulamada bir takım şartları vardır. İhram, vakfe ve tavaf bunların başında gelir. Bir de hikmet boyutu vardır. Şekil şartları yerine getirilirken yaptığımız her bir davranışın bize katması gereken güzellikleri ve dersleri asla ihmal etmemeliyiz. İşte bu sebeple ecdadımızın formüle ettiği bu güzel cümle hacca hazırlıklı gitmeyi bize hatırlatmaktadır.
Nasıl ki namaz ibadetimizin edasında bilmemiz gereken ve uygulamada dikkat etmemiz gereken hususlar varsa hacda da var. Bu itibarla hac;
- Öncelikle ibadettir ve diğer kardeşlerimizle yerine getirdiğimiz toplu bir ibadettir.
- Derdimiz davet sahibini memnun etmek olsun. Yani sadece Rabbimizin rızasını gözetelim.
- Ölümün provasıdır. Özellikle Arafat vakfesi ve sonrasındaki manzara bütün hüccacı derinden etkileyen bir manzaradır.
- Allah için yurdunu terk etmektir. Kul, bir ömür yaşadığı evinden, yurdundan, evlatlarından ve hatıralarından kendi istek ve iradesi ile ayrılmaktadır.
- Kardeşliği yaşamaktır. Dünyanın dört bir tarafından gelen din kardeşlerimiz ile yıllık buluşma gerçekleşecektir. Arafatta beraber el açılıp dua edilecek. Yolculuk ve ibadetler esnasında kardeşlerimizi üzmemek ve sıkıntı vermemek için büyük gayret sarfedelim.
- Tarihe ve Kabeye arzın merkezine yolculuktur. Vahyin indiği yere, Efendimiz ve ashabının din yolunda mücadele ettiği mekanlara gidiyorsunuz.
- Nezaket ve nezafet: Allah Rasülü(s.a)’nün öğrettiği onlarca güzellik içinde bu iki kavramı yolculukta asla ihmal etmeyelim. Müslüman her yerde temiz ve naziktir. Ama özellikle hac yolculuğunda kullandığı alan ve çevresine karşı bir kat daha duyarlı olmalıdır. Ve bu anlayışı bir hayat felsefesi haline getirmelidir.
- Başkalarının eksiğini aramayın ve onları düzeltmek için uğraşmayın. Tanıyalım veya tanımayalım bir Müslümanın hatası veya yanlışı bizi üzer. Ama kutsal mekanlar başkalarının eksiklerini araştırma yeri değildir.
- Haremde ibadetler esnasında başkalarının yaptıklarına takılmayın. İçtihat farklılıklarından kaynaklanan uygulama farklılıkları rahmettir.
- Kafile insicamına ve uyumuna dikkat edelim. Kültürümüzde asker arkadaşlığı, okul arkadaşlığı bir de hac arkadaşlığı önemli bir yer tutar. Dönüşte birçok dost kazanmış olarak döneceğiz.
- Yol hazırlığı yapan bütün hacı adaylarımıza yol açıklığı olsun. Mebrur bir hac için sâlimen gidip, ğânimen dönmek nasip olsun inşallah.