ÖN SÖZ
İslâmiyet, doğuşundan bir asır sonra, İslâm coğrafyasının içinde veya yakınında bulunan birçok kişi tarafından incelenmeye alınmış bir dindir. Bundan on üç asır önce oluşan bu fikrî hareketler İslâmî ilimlerin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Son ilahî dini bütünüyle ele alıp diğer din, inanç, telakki ve düşünceler karşısında konumunu belirleyen ilim, akait ve kelâm ilmidir. On üç asır önce İslâm tarihinde ilk teşekkül eden bu ilim son ilahî dine karşı samimi duygular benimseyenleri irşat etmek, art düşüncelilerin zararlarını asgariye indirmek görevini üstleniyordu.
Müslümanlığın, yaşadığımız dönemde de dünya inanç ve ideoloji gündeminin birinci maddesini oluşturması ilginç bir tecellidir. Günümüzde dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan müslümanlar, başlangıçta olduğu gibi yeniden irşat edilmeye ve iman alanında kendilerine düşen görevin mahiyetini öğrenmeye muhtaç durumdadır. Bunun yanında İslâmiyet’e ve müslüman varlığına yönelik haksız ve yıkıcı eleştirilerin de cevaplandırılması gerekir.
Elinizdeki kitap sözü edilen bu ihtiyacın belki bir kısmını gidermeye yardımcı olacaktır. İslâm’ın, altı noktada hulâsa edilmesi gelenek haline alan iman esaslarını, Kur’ân-ı Kerim’e ve onu destekleyen hadislere dayanarak açıklamayı hedef edinen bu kitabın, “giriş (din-iman ve İslâm), Allah’a iman, Allah’ın birliği, kader ve kazâ” Bekir Topaloğlu tarafından; “peygamberlere ve ilahî kitaplara iman” Yusuf Şevki Yavuz tarafından; “giriş (bilgi ve varlık), meleklere ve âhirete iman” konuları da İlyas Çelebi tarafından yazılmıştır.
Gerçi aynı müellifler tarafından daha önce İslâm’da İnanç Esasları adlı bir kitap telif edilmişti. Ancak 25 Ocak 2011 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Ankara’da düzenlenen bir toplantıda, uzun yıllar boyunca çeşitli kesimlerden sözü edilen kuruma yöneltilen sorular tartışılmıştı. Bu soruların özetleri bize verildi. İşte elinizdeki eser, bu ön hazırlıklardan sonra kaleme alındı, konular işlenirken beliren ihtiyaçlar göz önünde bulunduruldu, ayrıca ana bölümlerin sonunda “Sorular-Cevaplar” başlığı altında, kitabın genel sistemi dışında kalan hususlara açıklık getirilmeye çalışıldı.
Zamana ve mekâna hâkim olan, canlı cansız tabiatı yaratıp yöneten Allah, hidayet ve hak din ile gönderdiği son peygamberinin tebliğ ettiği gerçekleri daima yaşatacak; bu ilahî nur hiçbir zaman sönmeyecektir.
Ne mutlu bu nurdan nasip alanlara, ne mutlu onu destekleyenlere!
Prof. Dr. Bekir TOPALOĞLU