Gönlümüzü İmar eden Mervan İslam

Deprem bölgesinde yaraları sarmak için çalışmalarımız devam ediyor. İlgili tüm kurumlar sahada çalışıyor. 2 Mart Perşembe günü Hatay ilimizde günlük çalışmamızı yapıyorduk. Ulaştırılması gereken yardımlar, çadır mescitler ve çocuklara yönelik çalışmalarımızı her gün gözden geçiriyoruz. Bu arada diğer iller ile de görüşerek eksilen malzemeler ve ihtiyaçları paylaşıyoruz.

Hatay merkezdeki Diyanet aşevi sorumlusu İstanbul Valide Sultan Camii uzman imam hatibi Hafız Muhammed Polat hocamızın koordine ettiği merkezdeki Haraparası mevkideki aşevinin ihtiyaçları için uğradım. Muhammed hocam yurt dışından bir misafirimiz olduğunu ve bir yetkili ile görüşmek istediğini söyledi.

Tanıştık ve nasıl yardımcı olabileceğimi sordum. Tercüman aracılığı ile kendisine lojistik merkezine gitmeyi teklif ettim. Gelen misafirimiz aslen Pakistanlı olup İngiltere’de ikamet etmekteydi.  Yardım için geldiğini hem nakdi yardımda bulunmak istediğini hem de bedenen çalışmak istediğini ifade etti. Beraberce Hz.Hatice Kur’an kursundaki lojistik merkezimize geldik. Etrafı gezdirdik. Başkanlık ve Diyanet Vakfı olarak çalışmalarımızı nasıl yaptığımızı anlattık. Şehir içinde gezerken çekimler yaptı. Gördüğü manzara karşısında çok etkilenmişti. Çünkü şehir merkezinde hemen hemen ayakta bina yok gibiydi. İhtiyaç sahibi ailelere nasıl ulaştığımızı, illerden din hadimi arkadaşlarımızın sıra ile geldiğini, yine illerimizden başta gıda ve temizlik olmak üzere bir ailenin ihtiyacı olan malzemelerin yardım olarak gönderildiğini ve burada kişi bazında hazırlanıp gönderdiğimizi anlattık.

Nakit ve zekat olarak yardım yapmak istediğini ifade etti. İlgili arkadaşlar yardımını alıp makbuzunu kestiler. Sonra kendisinden haber için bir çekim rica ettik. Bizi kırmadı ve duygularını ifade etti. Gördüğü manzaranın ne kadar da ağır olduğunu ve işimizin zor olduğunu söyledi. Çok duygulandı. Gözleri yaşardı. Bizi de duygulandırdı. Kendisine Pakistan ve Türkiye halklarının arasında tarihten gelen dostluğu ve yakınlığı ifade ettim. Bize nakdi yarım yapması elbette çok kıymetliydi. Ama daha da önemlisi Hatay’a kadar yanımıza gelmesi değil miydi? Hali ve tavrı ile derdimizle dertlendiği her halinden belliydi. Kendisinden sonra başka arkadaşları da bize uğradı. 

Bir miktar yanımızda kalmak istediğini, bu akşam çadırlarda bizimle kalmak için izin istedi. Seve seve kabul ettik. Bu yazıyı kaleme aldığımda hala yanımızda idi. Gelen yardım kamyonlarından eşyaları indirirken bize katılıyor. Köylere yardım dağıtmaya giden bir minibüslere binip onlarla yardım dağıtmaya gidiyor. Din kardeşliğin mütevazi ve onurlu bir karesini bize yaşattığı için müteşekkiriz. Duacıyız. Eminim bu kardeşimizin tavrı gibi başka din kardeşlerimizde gelmiştir. Rabbim kendisini, hanesini, ülkesini, ülkemizi ve âlem-i islamı ve bütün insanlığı her türlü afetlerden korusun.