Ş. Şahin Dügencili/Başkanlık Müfettişi

Vahyin ve arzın kalbi Mekke’ye varabilmek, Beytullah’ı tavaf edebilmek, Hacerü’l-esved’i selamlayabilmek, Mültezem’e yüz sürebilmek, Makam’ı İbrahim’i ziyaret edebilmek, Arafat ve Müzdelife’de vakfeye durabilmek ve Hz. Peygamberin huzuruna çıkabilmek için uzun yıllar özlemle bekleyen, aşk ve hasretle geçen uzun yılların ardından nihayet Rahman’ın misafirleri olarak kutsal beldelere ulaşan; 2024 yılı Hac Organizasyonu kapsamında hac ibadetini ifa etmek üzere Suudi Arabistan’a (Mekke ve Medine’ye) seyahat eden vatandaşlarımız, uhdelerindeki farizayı yerine getirmenin huzur ve sevinci ile yurda dönmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

Böylesine büyük bir organizasyonun neredeyse kusursuz bir şekilde tamamlanmış olmasından dolayı, organizasyonun sahibi Diyanet İşleri Başkanlığımızın ülkemiz, devletimiz ve milletimiz için büyük bir övünç kaynağı olduğunu bir kez daha yakinen müşahede etmiş bulunuyoruz.

Dile kolay; seyahat acenteleri ile birlikte 85 bin civarında vatandaşımızın bir başka ülkede, o ülkenin şartları altında, kısa bir zaman diliminde ve onlarca ülkeden, farklı kültürlerden milyonlarca insanın aynı ve münhasır bölgede bulunduğu bir ortamda, kendi vatandaşlarını son derece konforlu ve sağlıklı bir şekilde ağırlamak, her türlü imkânı hazırlayıp iğneden ipliğe her ayrıntısına dikkat ederek hizmet sunmak ve selametle yurda dönmelerini sağlamak, herkesin/her yapının/her kurumun harcı değil.

Bu bağlamda, Hac organizasyonu çerçevesinde vatandaşlarımıza sunulan hizmetler, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından kurulan ekipler/ekip üyeleri marifetiyle icra ediliyor. Hac yolcularımız Suudi Arabistan’a seyahat etmek üzere Türkiye’de evinden hareket edip ilgili havalimanına ulaştığı andan itibaren, havalimanında görevlendirilmiş "Uğurlama Ekibi" üyesi Başkanlık personeli ve kafilede görevli diğer personel tarafından hem dini hem de gümrük işlerine taalluk eden tüm işlemler yerine getiriliyor. Havayolu seyahatinin ardından hacılarımız, bu defa Medine ya da Cidde havalimanlarında görevli İngilizce ve Arapça bilen, ayrıca teknik bilgilere sahip "Karşılama Ekibi" üyesi personel tarafından karşılanıyorlar; pasaport, kargo, gümrük vb. iş ve işlemlerin tamamlanmasının ardından konaklayacakları otellere intikalleri sağlanıyor.

Hacılarımızın konakladıkları oteller, hac mevsimi başlamadan aylar önce "Koordinasyon ve İskân Ekibi" üyeleri ile diğer idari yetkililerce yerinde görülüyor: "Taşıdığı imkân ve şartlar",  "sahip olduğu konfor" ve "herhangi bir aksaklığa meydan vermeden kullanılıp kullanılamayacağı" hususları kontrol edildikten sonra kiralanıyor ve hacı adaylarının intikali öncesinde temizlik, bakım ve diğer hususlarda gerekli ihtiyaçlarının görülmesinin ardından, hangi vatandaşımızın hangi odada konaklayacağı da dahil olmak üzere en ince detayıyla planlanarak kullanıma hazır hale getiriliyor. Dolayısıyla havalimanlarından otele intikal eden vatandaşlarımız, herhangi bir beklemeye ve sıkıntıya maruz kalmadan oda kartlarını alıp istirahate çekilebiliyorlar. Hac yolcularının konakladıkları otellerde, hac süresince ortaya çıkabilecek herhangi bir probleme, yine “Koordinasyon Ekibi” anında müdahale etmek suretiyle yaşanan sıkıntıyı gideriyor.

Hacı adaylarımızın ikamet ettiği otellerde, ihtiyaç duyulan hemen her husus dikkate alınarak hizmet sunuluyor. Oda temizliğinden çamaşırhane hizmetine, mescitten konferans salonuna, çay-kahve sunumundan geniş ve ferah lobiye kadar, vatandaşlarımızın konforunun artırılmasına katkı sunacak her husus kendini gösteriyor. İlaveten "Koordinasyon ve İskân Ekibi" üyesi personelimiz, tüm otellerde; hem mescitte hem lobide hem de diğer alanlarda 24 saat esasına göre nöbet tutuyor ve hacılarımızın herhangi bir sıkıntı yaşaması ya da talepte bulunması halinde, gecikmeksizin ihtiyaca cevap veriyor. Diğer taraftan, her otelde Arapça bilen "Tercüman" personelimiz de yine 24 saat esasına göre görev yapıyor; yerel makamlarla ya da diğer Suudi yetkili veya vatandaşlarla irtibat söz konusu olduğunda vaziyet alıyor.

Hac yolcularının konakladığı otellerden Harem’e/Kabe’ye ulaşmalarını sağlayan servisler, ring usulüyle 24 saat hizmet veriyor. Her 15-20 dakikada bir, son model, klimalı ve konforlu otobüsler, istisnasız her otelin önünden hareket ederek, gece veya gündüz Kabe’ye gitmek isteyen vatandaşlarımızı taşıyor. Kabe’den otele dönmek isteyen hacılar da aynı şekilde 24 saat esasına göre istediği anda Kabe etrafındaki garajlardan hareket eden otobüslerle otellerine dönebiliyorlar. Otobüslerin gerek otelden Harem’e gidişleri gerekse de dönüşleri, garajlardaki manevraları, hacıların otobüslere/garajlara yönlendirilmesi vb. hususlar “Servis Ekibi” üyelerince icra ediliyor.

Diyanet organizasyonuyla Suudi Arabistan’a seyahat eden yaklaşık 53 bin hac yolcusunun önemli bir kısmının yemek ve gıda ihtiyacı “Diyanet Ayniyat Ekibi” tarafından sağlanıyor. Evet, başka bir ülkede, kısıtlı imkânlarla, birbirinden farklı bölgelerde bulunan takribi 50 otelde iskân edilmiş 53 bin hacının çok önemli bir kısmına aksatmadan ve Türk damak tadına uygun yemek sunuluyor. Gerçekten takdire şayan bir başarı. Diyanet organizasyonu dışında, acenteler ile hacca giden vatandaşlarımızın yemekleri ise, büyük bir kısmı Türk kökenli olan yemek şirketlerinden üç öğün olarak temin ediliyor. Ayrıca Arefe gününden bir gün önce (Terviye günü) Arafat’a intikalin ardından, Arafat’tan ayrılış vakti olan bayramın birinci günü sabahına kadar da, Arafat bölgesinde kurduğu çadırlarda hizmet sunuyor “Ayniyat Ekibi”. Öte yandan; yaklaşık 85 bin hac yolcusu içinden glütensiz gıda alma zorunluluğu bulunan, her biri farklı otellerde ve bölgelerde konaklayan 13 vatandaşımızı tespit ederek, her birine üç öğün glütensiz yemek sunan da yine Başkanlığımızın Ayniyat Ekibi. Bu denli ince ayrıntısına kadar planlanmış ayniyat hizmetiyle, her bir hacımıza kendi ülkesindeki/kendi evindeki damak tadını sunmayı amaçlıyor Diyanet İşleri Başkanlığı.

Şüphesiz her işin başı sağlık. Osmanlı Devleti’nin ulu hükümdarlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın dizelerinde yer verdiği üzere; “Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi”. Dolayısıyla sağlık olmadan hiçbir şey olmayacağı yadsınamaz bir realite. Hac ibadetinin de sağlık olmaksızın yerine getirilemeyeceği çok açık. Nitekim hac ibadetinin kişiye farz olabilmesinin (vücup) şartlarından biri de sıhhattir. İşte bu gerekçelerle Diyanet İşleri Başkanlığı 85 bin hac yolcusuna hizmet verebilecek kapasitede bir sağlık tesisini her hac mevsiminde, Suudi Arabistan’da hizmete sunuyor. 2024 yılında da, önceden belirlenmiş Türk doktorlar ile diğer sağlıkçılardan oluşan “Sağlık Ekibi” üyeleri marifetiyle, tam teşekküllü denilebilecek kapasiteye sahip 1 hastane ile Mekke’de 15, Medine de 4 sağlık merkezinde, 24 saat esasına göre sağlık hizmeti verdi vatandaşlarımıza. Hastalık nedeniyle müracaat eden vatandaşlarımız, teşhise/tespite göre ilk aşamada Diyanet sağlık merkezlerinde, daha detaylı tedaviye ihtiyaç olduğu yönünde hekim kanaati ortaya çıkması durumunda da Diyanet hastanesinde muayene ve tedavi oluyor, akabinde ibadetlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar. Diyanet tarafından kurulan hastanede sunulan hizmetten öte bir müdahaleye ihtiyaç olması durumunda ise, ilgili hasta yine Diyanet yetkililerince Mekke hastanesine sevk edilerek gerekli iş ve işlemlerin orada yürütülmesi sağlanıyor, hiç tereddüt gösterilmeksizin. Hatta doktorların gerekli görmesi halinde, her türlü ameliyat hiçbir masraftan kaçınılmaksızın yaptırılıyor. Mekke hastanesindeki tedavi de yeterli görülmüyorsa, bu durumda Devletimiz yine devreye giriyor ve ambulans uçaklarla hastalarımızı ülkemize taşıyor. Nitekim bu yıl da yoğun bakımda yatan 13 Türk vatandaşı ve 6 refakatçi Türk Hava Kuvvetlerine ait C-130 uçağı ile yurda getirildi. “Bir nefes sıhhat gibi devlet” yok elbet; ama “devlet gibi muteber bir nimet” olmadığı da bu tür durumlarda daha net anlaşılıyor. Diğer taraftan; Arafat günlerinde tedavisi hastanede devam eden ya da müşahede altında bulunan hac yolcularının, haccın en önemli unsuru olan vakfe ibadetini yerine getirebilmelerini temin için ambulans ve diğer hasta nakil araçlarıyla Arafat’ta sadece 2 gün için kurulan ve orta ölçekli bir sağlık merkezini aratmayacak teçhizata sahip hasta çadırlarına nakilleri yapılıyor, “Sağlık Ekibi” üyelerince. Böylece hastalıklarına rağmen Arafat günlerinde vakfe yapmaları temin edilmiş oluyor.

Diyanet İşleri Başkanlığının hac organizasyonunda, çok önemli fonksiyon icra eden bir diğer ekip de “Fetva ve İrşat Ekibi”. Ekip üyeleri hac öncesi ve hac günleri ile hac sonrasında, hem hac yolcularının konakladıkları otellerdeki mescitler ya da konferans salonlarında hem de otel dışındaki ilgili diğer mekânlarda ve özellikle de Arafat günlerinde, hac ibadetinin ruhuna uygun irşat faaliyetleriyle vatandaşlarımızı motive ediyorlar. Gerek hac ibadetine taalluk eden gerekse de diğer ibadetlerle ilgili hususlarda vatandaşlarımıza bilgi aktarıyorlar. Ayrıca sorulan sorulara, ortaya çıkan fıkhi problemlere de anında cevap/fetva verilmek suretiyle, vatandaşlarımızın ibadetlerini eksiksiz ve kusursuz bir şekilde ifasına katkı sağlanmış oluyor.

2024 yılı hac organizasyonu kapsamında yukarıda yer verilen tüm bu ekip ve üyelerinin çalışmaları, bu çerçevede sunulan hizmetler, ayrıca organizasyonun Türkiye havalimanlarından başlayarak, Suudi Arabistan’daki tüm aşamaları ve en son hac kafilesi dönünceye kadar icra edilen tüm faaliyetler, Diyanet İşleri Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı mensuplarından müteşekkil “Denetim, Gözetim ve Rehberlik Ekibi” üyelerince teftişe/denetime tabi tutuluyor. İcra esnasında herhangi bir olumsuzluk yaşanması halinde derhal müdahalede bulunulmak suretiyle eksiklik gideriliyor. Anında müdahale yöntemiyle çözülmesine imkân bulunmayan bir mesele söz konusu olduğunda ise ilgili idari birimle irtibata geçilerek sorunun izalesi cihetine gidiliyor. İlaveten; organizasyonun icrası esnasında herhangi bir görevlinin kusur, kasıt ya da ihmaline dair en ufak bir şüphe belirirse, behemehâl gerekli tahkikat yürütülmek suretiyle herhangi bir disiplinsizliğe meydan verilmemesi temin ediliyor. Ayrıca acenteler tarafından yürütülen hac hizmetleri/faaliyetleri de “Denetim, Gözetim ve Rehberlik Ekibi” üyelerince sıkı bir şekilde denetleniyor. Belirlenen standartlara aykırı hizmet sunduğu tespit edilen acentelerle ilgili gerekli iş ve işlemler vakit kaybedilmeksizin ifa ediliyor. Böylesine ciddi ve disiplinli bir çalışma anlayışıyla, Türk Kamu Yönetiminin yurt dışındaki en büyük ve en kapsamlı organizasyonu olan haccın, denetim ayağı da çok önemli bir fonksiyon icra ediyor. Mamafih hac sonrasında hazırlanan raporlar ile de sonraki yıllarda icra edilecek hac organizasyonun daha iyi bir noktaya ulaşmasını temin için çeşitli teklifler, yine “Denetim Ekibi” üyelerince sunuluyor.  Bu suretle de “Denetim Ekibi”, organizasyonun nitelik ve kalite bakımından daha iyi bir seviyeye yükseltilmesine katkı sunuyor.  

İşte bütün bu ayrıntılarıyla, bu denli büyük çaplı ve girift nitelikli bir organizasyonu, yaklaşık yarım asırlık tecrübesinden damıtılan birikimle her yıl üstüne koyarak daha da nitelikli ve konforlu bir noktaya çıkaran Diyanet İşleri Başkanlığımız, 2024 yılında da yine üst düzey imkânlar sağlamak suretiyle hac organizasyonunu tamamlamış bulunmaktadır.

Gökyüzünde Melekler Yeryüzünde Mavi Yelekliler

Bahsi edilen tüm hizmetler -Sağlık Ekibinde tavzif edilen doktorlar, hemşireler ve diğer Sağlık Bakanlığı mensupları dışında- zikri geçen ekiplerde görevlendirilen çeşitli unvanlardaki Diyanet personeli tarafından yürütülmektedir. Suudi Arabistan’ın kendine özgü şartlarında, dayanılması oldukça güç sıcak altında, yoğun izdiham içinde, 24 saat esasına göre ve fedakârca hizmet sunan Diyanet personeli elbette büyük bir takdiri hak ediyor. Hac organizasyonu kapsamında görevlendirilen Başkanlık mensupları, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünce belirlenen bu yılki uygulamaya binaen mavi yelekler giyinmek suretiyle tüm faaliyetlerini icra ettiler. Onlarca ülkeden, milyonlarca insanın bulunduğu bir şehirde ve 24 saat boyunca oldukça yoğunluğun yaşandığı bir ortamda, Mekke’nin hemen tüm bölgelerinde varlıkları ve gayretleri ile tüm dikkatleri üzerlerinde topladı mavi yelekliler. Arafat’tan sel misali Müzdelife’ye inerken, oradan Mina’ya intikal ederken, sonraki günlerde cemerat intikalleri esnasında milyonların içinde göze çarptılar. Nereye baksanız üzerinde şanlı bayrağımız ile Diyanet armasının yer aldığı mavi yelekli Diyanet mensuplarının, vatandaşlarımızın yardımına koştuklarını görüyorsunuz: İleri yaşta bir hacımızın, mahşeri kalabalık içinde tekerlekli sandalye ile taşınmasından, otobüsünü bulamayan bir vatandaşımızın koluna girilerek bineceği otobüse götürülmesine, ilaç yazdırmak ya da tedavi olmak isteyen bir yolcumuzun omuz verilerek hiç yüksünülmeden sağlık merkezine naklinden, Kabe’de tavaf esnasında zorlanan bir yurttaşımızın her türlü destek sağlanarak tavafının tamamlamasına yardımcı olunmasına kadar; sayısız fedakarlık ve iyilik örneğine rastlamak mümkün. Nitekim bir hacı vatandaşımızın, hac esnasında yaşanan zorluk ve aşırı izdiham nedeniyle bir Diyanet personeline yönelik “Sizin Türk bayraklı mavi yelekleriniz bize güç veriyor” şeklindeki ifadesi bu bağlamda oldukça manidar ve derin anlamlar ifade ediyor. Mavi yeleklilerin hizmeti sadece Türk hacılar ile de sınırlı değil elbette. Milletimizin asli karakterinin bir yansıması olarak, bahsi edilen zorluk ve izdiham ortamında, hangi ülke ve milletten olduğuna bakmaksızın, sıkıntı içinde ve/veya darda olan birisini gördüğünde hemen yardımına koşuyor mavi yelekliler. Nitekim mavi yelek üzerinde Türk bayrağını gören insanların müspet hissiyatları adeta gözlerinden okunuyor. Can siperane gayretleriyle Diyanet’in hac organizasyonun neredeyse kusursuz ve son derece disiplin içinde icrasının ana omurgasını teşkil ediyor mavi yelekliler. Binaenaleyh bir hacımızın “Biz devletimizin gücünü ve büyüklüğünü sayenizde yakından görüyoruz” sözü de bu hakikati teyit ediyor adeta. Bu gücü ve büyüklüğü görünür kılan kurum, Diyanet İşleri Başkanlığımızdır. İşte bu realiteden hareketle, Muhterem Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş hocamız “Gökyüzünde Melekler, Mekke’de Mavi Yelekliler” ifadesini kullanarak, tüm dikkatleri üzerlerine toplayan personelimizin gayretlerine atıfta bulunmuşlardır.

Ödül

İşte tüm bu unsur ve aşamalarıyla, bu denli büyük çaplı bir organizasyonu son derece başarılı ve organize biçimde gerçekleştirmesinden dolayı, 2024 yılı hac sezonu sonunda Suudi Arabistan Devleti tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımıza “En Disiplinli Hac Organizasyonu” kategorisinde birincilik ödülü verildi. Gerçekleştirilen törende ödülün takdimi esnasında, şanlı bayrağımızın sahneye yansıması büyük gurur. Nitekim önceki yıllarda da Başkanlığımıza, “Hacılarına En Fazla Hizmet Çeşitliliği Sunan Hac Organizasyonu” kategorisinde birincilik ödülü verilmişti. Ayrıca 8-11 Ocak 2024’te Cidde’de düzenlenen hac fuarında, İslam ülkeleri hac organizasyonlarının 2024 yılı haccına hazırlık, fuara katılım ve etkili hizmet sunumu yönleriyle yapılan değerlendirme sonucunda ülkemiz “En Etkin Ülke” kategorisinde birincilik ödülü almıştı.

Sonuç olarak; acentelerle birlikte yaklaşık 85 bin vatandaşımızın, bir başka ülke topraklarında, tüm imkânların seferber edilmesi suretiyle ağırlanması, Devletimizin yurtdışındaki en büyük organizasyonu olsa gerek. Böylesine netameli ve büyük bir devlet organizasyonunu neredeyse kusursuz ve sıfır hataya yakın bir şekilde tamamlayan kurum, Diyanet İşleri Başkanlığımızdır. 

Başkanlığımızın, dolayısıyla Devletimizin ilelebet payidar olması dileklerimizle…