Sadakat ve dürüstlükten asla taviz vermeyen Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Oruç tutarken yalan söylemeyi ve yalan ile iş yapmayı bırakmayan kimsenin yemeyi içmeyi terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.” (Buhârî, Savm, 8)
Ramazan’a eriştik hamdolsun. Bağışlanma ve berekete kavuşma umuduyla Ramazan’ı yaşamaya başladık. Acıların azalması, zulümlerin nihayete ermesi, insanlığın hidayet bulması niyazıyla açıyoruz oruçlarımızı. Şifaya, rahmete, sekinete ne kadar muhtaç olduğumuzu itiraf ederek sahurlarda oruca niyetleniyoruz.
Ramazan’ın şiarı olan oruç, elimizden tutup bizi farklı bir algı ve duygu dünyasına götürüyor. Açken biz, biz oluyoruz. Ve tokken farkına varamadıklarımızla karşılaşıyoruz. Daha hassas ve duyarlı, daha minnettar ve müteşekkir, daha paylaşımcı ve cömert bir insana dönüşüyoruz. Biz orucu tutuyoruz, oruç bizi tutuyor, birlikte Ramazan’ı ihya ediyoruz.
Oruç bizi nasıl tutuyor? Bize kötülükten, yalan dolandan, riyadan, hırstan, açgözlülükten uzak durmayı öğreterek… Sanki gömleğimizden tutup asılıyor, “Gitme sana yakışmayan o netameli işler sokağına” der gibi. Allah’ın hoşnut olmayacağı işlerin bir yerinde mutlaka yalan ve sahtekarlık oluyor. Kötülük yapan insan, birisini aldatmasa da en azından ve en temelde kendini aldatıyor. Kendine yalan söylüyor. O halde yalan, zehirli bir sarmaşık gibi hangi işe bulaşmışsa onu boğuyor, öldürüyor.
Peygamberimiz orucun bizi tutmasını ve bizim de halis muhlis bir oruç tutmamızı arzu ettiğinden, yalana karşı uyarıyor. Bu öyle bir uyarı ki, yalancının oruç tutuyorum iddiasıyla boş yere aç kaldığını söyleyecek kadar ağır! Böyle bir durumda Allah’ın bizim açlığımıza ve susuzluğumuza ihtiyacı olmadığını ifade edecek kadar şiddetli! Demek ki yalan yemek, yalan içmek, yalanla beslemek, yalandan beslenmek söz konusu ise orucun hâli perişan…
Aile içinde, iş hayatında, çarşı pazarda; nerede olursak olalım ve karşımızdaki kim olursa olsun dürüst ve doğru sözlü olmak zorundayız. Evet, bu bir zorunluluk. Çünkü yalan ve sahtekarlığın, hile ve düzenbazlığın ne bize ne de topluma bir faydası var. Allah katındaki vebalini ise anlatmaya gerek yok.
Burada dikkat çekilmesi gereken bir başka husus ise farkında olmadan yalana bulaşmak, sahtekâr bir düzenin çarklarına takılmak. İnternet dünyası, sosyal medya ağları yalan kaynıyor. Tüm dünyayı aldatmaya çalışan, çizdiği resme inandırmaya uğraşan bir yalan endüstrisi ekranlarımızdan bize ulaşıyor. Anlattığı yalan, gösterdiği yalan.
Ve biz oruç tutuyoruz. Yalan söylememeye ve yalanla iş yapmamaya gayret ediyorsak, aslını astarını araştırmadan her bilginin peşine düşmemeliyiz. Bir tıkla paylaştığımız haberin yalan olduğu ortaya çıktığında, ulaştığı her ekrandan onu temizlememiz imkânsız oluyor. Ve biz orucu sabırla, açlıkla, susuzlukla tutmaya çalışırken yalanın tuzağına tutulmuş oluyoruz. Sonrası malum…
Ramazan’da da Gazze’ye dair acı haberler oluk gibi akmaya devam ediyor.
7 Ekim’den beri yayılan haberlerin bir kısmı kasıtlı ve asılsız. Gerçekleri gizlemeye yönelik algı operasyonlarının bir parçası.
Söz gelimi Gazze’de yaşananların bir Arap-İsrail meselesi olduğu yalan!
Filistinliler topraklarını sattığı için başlarına bunun geldiği yalan!
İsrail’in kendini savunmak için savaşı devam ettirdiği yalan!
Hastanelerin karargâh olduğu, sivil halkın aralarında savaşçılar bulunduğu için bombalandığı yalan!
Hamas’ın insani yardımlara engel olması ve el koyması sebebiyle açlık yaşandığı yalan!
Filistinlilerin medyayı kandırmak için yaralı rolü yaptığı, oyuncak bebekleri kefenlediği yalan!
Hamas’ın İsrailli çocukları ve kadınları vahşice katlettiği yalan!
Boykotun işe yaramadığı, ufak tefek alışverişlerden kısmakla bir yere varılamayacağı yalan!
Bir soykırım, bir istila sürüyor Gazze’de. Sadece Gazze’deki değil, bütün Filistin topraklarındaki Müslümanları yıllardır hedef alan sistematik bir zulüm devam ediyor. Bu zulmü meşru göstermek amacıyla eski görüntülerin ve film sahnelerinin kullanılmasıyla montajlanan yalan haberler dünyaya yayılıyor.
Filistin için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Üstümüze düşen vazifelerden biri de bilmeden yalana ortak olmamak ve hakikati çevremize duyurmak olmalı. Ramazan’da ve her zaman…